Anlamak
"Anlayış" kelimesinin kendine özgü bir enerjisi var. Sadece kelimeyi yüksek sesle söylemek bile enerjiyi iletebiliyor. Tüm deneyimimizi şefkatle sarıp sarmalıyor. Anlayış olunca kabullenme de oluyor ve kabullenme ile huzur geliyor. Anlayış meditasyonun doğal sonucu olan bir başka özelliktir. Bunun nedeni, meditasyonda bir şey yapmaya değil sadece her şeyi olduğu gibi görmeye odaklanılmasıdır -yalnızca iyice bir bakabilmek için birkaç adım geriye gidilir.
Meditasyon benim olaylara bakış açımı giderek yumuşatıyor ve bu yumuşama sayesinde içimdeki çocuğu anlayabiliyorum. Kendimi elde ettiğim başarılarla ölçtüğüm sürece içimdeki çocuğa anlayış gösterecek yerim kalmıyordu. Meditasyon dişil yönümüzü ortaya çıkarır ve bu burada şefkat ile anlayış filizlenebilir. Benim sert yargılayıcı düşünce tarzım kendime uyguladığım katı standartlardan doğdu -bu standartlar başarı ve başarısızlık üzerine kuruluydu. Meditasyon beni yavaşlattı ve yumuşaklık için içeride gittikçe daha fazla yer açıyor.
İşte bu yanımla utancımı ve şokumu anlayabiliyorum. Bu yönümle sert yargıları ezip geçebiliyorum. Yavaş yavaş, bu tür bilinçle, üzerimizdeki baskıyı kaldırıp başarısızlıklarımız konusunda suçluluk ve yetersizlik duymaktan vazgeçebiliriz. Meditasyon ile başarı ve başarısızlık önemini biraz yitiriyor. Yaşamı bir gelişme süreci olarak görüyoruz ve tüm çabalarımız da bu sürecin birer parçası. Anlayış geliştirmeden önce ben tüm hareketlerimi kendi değerimin bir ölçüsü olarak görüyordum. Bu müthiş bir gerilim yaratıyordu çünkü gerçek kimliğimi benimsemek yerine olmam gereken kişi olmaya çalışıyordum. Bir bakıma yaşamım kendimi ispat etmek için yoğun bir çaba halindeydi. Kendimi içten ve dıştan yargılayanlarla savaş halindeydim adeta.
İlişkilerin ABC’si, Krishnananda, Butik Yayınlar – 2008
27.02.2008