TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


"Tanrı ile Sohbet" Kitabından Özler
 

         En geniş düşünce: hazzı içinde barındıran düşünce, En net söz: gerçeği ifade eden söz, En büyük duygu: sevgi dediğimiz duygu... Bunların hepsi iç içedir ve biri diğerine götürmektedir.

 

         Bir güç tarafından yaratıldığımız ve yine bu güç sayesinde yaşamın devam ettirildiği bilinen bir gerçektir. Peki, bu güç nedir? Bu güç bireyin ta kendisidir. Bütün evren bu gücün istekleri, arzuları, korkuları, sevgisi ile büyüyüp ya da küçülüp devam etmektedir. Dualarımız ve isteklerimiz çok önemlidir. Doğru dua, yalvarma duası değil şükran duası olmalıdır. Tanrı'ya kendi realitemizde denetimlemeyi seçtiğimiz bir şey için önceden teşekkür ettiğimizde, sonuçları olduğu gibi kabul ettiğimiz anlamına gelir. Bu nedenle şükran duası en güçlü mesajdır, henüz istemeden Tanrı'nın bize yanıt vermiş olduğunun olumlanmasıdır. Dualarımızı ettik ve baktık ki hala isteklerimiz gerçekleşmiyor işte burada  devreye sabır, sabır göstermek gerekmektedir. Belki isteğimizin gerçekleşmesi o an için hayrımıza değildir, ya da istediğimiz şey egosal yönümüze hitap etmektedir. Aslında her dua daima yanıtlanır yeter ki içimizde netliği hissedelim, hissediş zaten dua ya aldığımız yanıttır.

 

         Yaşama duyduğumuz güvensizliklerle  en büyük düşmanımız olan korkuyu da bizler yarattık. Korkularımız karşımıza sınavları çıkartacak ve eğer bu düşüncelerden vazgeçilmezse, korkularla da karşı karşıya gelmek kaçınılmaz olacaktır. Sevgi konusunda bile karşılık bulamayacağımıza dair korkularımız vardır. Seviyorum dedikten sonra ki ilk endişe duyduğumuz şey karşılık alıp alamayacağımızdır. Karşılığını bulduğumuz da ise diğer bir korku olan ya kaybedersem korkusu yaşanmaktadır. Bununla birlikte de hemen bir kaybetmeme mücadelesi başlıyor ve koşulsuz sevgi realitesi de çoktan gerilerde kalmış oluyor.

 

         Sevginin koşullu olduğu ise bizlere daha küçük yaşlarda ebeveyn rolü üstlenen kişiler tarafından öğretilmiştir. Yaptığımız pek çok şeyden bu korkular yüzünden vazgeçmişizdir. Korku ve sevgi birbirine her zaman zıt düşünceler olmuşlardır. Korku, bedenleri giysilerle sararak gizler, sevgi çıplak olmaya izin verir. Korku sahip olduklarına sımsıkı yapışır, sevgi sahip olduklarını paylaşır. Korku zorba yakınlık ister, sevgi sevecen yakınlık. Korku sımsıkı sarar bırakmak istemez, sevgi özgür bırakır. Korku kurutur, sevgi yumuşatır. Korku saldırır, sevgi bağrına basar.

 

         Bunun ilgili yasalara göz attığımızda ise 1.yasa; ne hayal ediyorsan o olabilir, yapabilir ve sahip olabilirsin. 2.yasa ise; korktuğunu kendine çekersin çünkü duygu çekim gücüne sahiptir. Daha aşağı varlıklar olarak gördüğümüz hayvanlar, bizim onlardan korktuğumuzu hemen anlarlar. Bitkiler, onları seven insanlara, umursamaz insanlardan daha farklı tepkiler verirler. Bunların hiçbiri tesadüf değildir çünkü evrende tesadüf diye bir şey yoktur...

Tanrı İle Sohbet, Neale Donald Walsch, Ötesi Yayıncılık-2000.

 

Derleyen: Zeynep Ebru Güçnar

 

(Güncelleme: 03/07/2007)

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.