TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 25 Nisan 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

 

 

Öfkenin esası nedir, nasıl kontrol edilir?

 

 

Öfkenin nedenleri her türlü olayda içimizdedir. Öfkenin içimizdeki kaynağı bizim duygularımızdır. Öfke olgusu buzdağına benzetilir. Öfke buzdağının suyun yüzünde kalan kısmıdır. Suyun altında kıskançlık, üzüntü, merak, yalnızlık, dışlanmışlık, kırılan gurur, kaygılar, hayal kırıklıkları, haksızlığa uğradığını, anlaşılmadığını, saygısızlık yapıldığını, tahakküm edildiğini düşünme, sıkıntılar, aşırı yorgunluk, bezginlik, istediğini elde edememek ve daha birçok temel duygu vardır ve bunlar öfkeye neden olur. 

Öfkeyi kimi zaman istediklerimizi elde etmek için kullanırız, kimi zaman gücümüzün yetmediği kişiye olan öfkemizi gücümüzün yettiğine karşı kullanarak kendimizi dengelemek için kullanırız.  

Beklentiler, kendi kusurlarımızı örtme isteği, fanatik düşünceler, önyargılar, güya ahlakî ve kültürel değerler öfkeye neden olur.

Öfke her zaman saldırgandır. Bu saldırganlık fiziksel olabileceği gibi, imalı sözler, alaycılık, kusur buluculuk, surat asma, küsme biçiminde de ortaya çıkabilir. Kişinin öfkesi kendine de yönelebilir, kendini suçlama, aşağılama gibi davranışlarla ifade edilir.

Sokağa çöp atanların, trafikte kurallara uymayanların, komşularına karşı saygısız davrananların, sevinince havaya ateş edenlerin, etrafı rahatsız edercesine gürültü yapanların, yasalara, ahlaka aykırı davrananların hep bu öfke nedenile dengelenmeye çalıştıklarını kabul edebiliriz.

Düşünecek olursak öfke kısa süreli bir delilik halidir. Çünkü öfke sırasında akıl ve mantık işlemez. Belki “ne yaptığımı bilmiyordum” mazereti doğrudur; ola ki öfke kişide bilinç kaybı meydana getirmiştir.

Sonuçta öfke bütün negatif duygularımızın ortak tezahürüdür. Devam eden öfke, nefret ve düşmanlık yaratır.

Öfkeyi nasıl kontrol ederiz konusuna gelince: öfkeyi bastırma kontrol değildir. Öfke gerçekte ne kadar bastırılsa bir yerden ortaya çıkar. Hem bedenimiz hastalanır hem de kişilik bozukluğu dediğimiz durumlar ortaya çıkar.

Öfkeyi kontrol, öfkenin içimizdeki sebebini bulmak ve o sebebi ortadan kaldırmaktır. Bu kendini tanıma ve ruhsal gücümüzü arttırmadır. Ruhsal gücün azlığı öfkenin nedenlerini yaratmaktadır.

Ruhsal bilgilerimizi en küçüğünden başlayarak eyleme sokmak ruhsal gücümüzü yani içimizdeki sevgiyi arttırır. “Gerçeği söylesek korkarsınız” demişlerdi. Eğer şu anda öfkemize neden olan enerjilerimizin fotoğrafını çekmek mümkün olsaydı önce kendi fotoğrafımızdan ödümüz patlardı. Ama ne var ki zaman gelecek ve kendimizi gerçek halimizle bizzat göreceğiz. O zaman işte sadece korku değil, büyük pişmanlık, büyük azapla karşılaşacağız.

Öfkemizde haklılık aramayalım. Arka plandaki yanlışlıklarımızı ruhsal gücümüzle temizleyelim.

Güney Haştemoğlu – 5.7.2011 *ruhsalboyut.com*

 

 

 

            Tekâmülde bir aşamaya geldikten sonra bir idrak ve şuura ulaşılır. Bu durum insanın kafasını denizden çıkartıp bilmediği bir mekânı seyretmesi ve yeni hakikatleri idrak etmesi gibidir. Aynı zamanda yaşamın kural ve çarklarının nasıl işlediğinin farkına vararak bilinçli ve mutlu gerçek bir yaşama adım atmaktır.

            Aslında yaşamda güzel ve çirkin, doğru ve yanlış olmadığı gibi iyi ve kötü, günah ve sevap da yoktur. Yaşamda tekâmül etmek için deneyimler ve telafiler vardır. Ancak bu bilince ve şuura vararak gerçekten anlamak için insanın geçmiş hayatların ortalaması ve karmaların ona sunduğu yaşam tarzları da olmak üzere çok geniş alanda düşünmek ve bilgisi, bilinci ve şuuruna varmak gerekir. İnsan için milat olan böylesine bir aydınlıktan sonra yaşam hızını kesen, mutsuz ve umutsuz yapan, korku, hasım ve kaygıların sırtta nasıl da onca zaman zorlukla taşındığını ve taşıttırıldığını anlarız. İşte gerçek özgürlük, kurtuluş ve mutluluk budur. Üç günlük dünyada her şeyi serbest bırakın ki, serbest bırakılasınız…

           Öfke, diğer olumsuz hal ve hasletler gibi kapalı şuur aşamasında olan insanların yaşamlarını sürdürebilmek için kendilerini korumak ve kollamak adına kullandıkları vasıtalardan biridir. Zamanla bilgi ve bilincine varıldıkça şiddeti azalır ama kaybolmaz. Zamansız kontrolü ise hazır olunmadığında başka arızalara ve olumsuz durumlara sebebiyet verebilir. Yaşam şart ve ortamları, toplum yaşam bilinci karşısında akıl, mantık, şuur ve ne yapma bilincini kullanmak çok önemlidir. Bir hayvan sever olarak kuzuyu okşadığınız gibi kobra yılanını okşayamazsınız. Ancak ifade edildiği gibi çok geniş bir şuur ve anlayışa ulaşıldığında, sebep ve sonuç ilişkileri bilinçli olarak algılanıp müşahede edilebileceğinden kontrolü, sürdürülebilirliği ve yönlendirilebilirliği mümkün olabilecektir.

Orhan Yarat – 5.7.2011 *ruhsalboyut.com*

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.