TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 28 Mart 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon

 

HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI

 

Empatinin Ruhsal Yaşamdaki Önemi Nedir?

 

           Empati yoksa sevgi de olmaz. Empati, karşımızdakini anlamak ve sevmek için tek yoldur. Her insanın başlı başına bir âlem, bir ilim olduğunu kabul ediyorsak, o âlemi tanımak, dışa vurulan kimi davranışlara bakılarak mümkün değildir. İnsanın dünya kişiliği pek çok etkinin altında oluşmaktadır. Kendimizin ve çevremizin veya sadece çevremizin öğrenmesi gereken pek çok ders için düzenlenmiş bir yaşam planı ve daha önceki yaşam deneyimlerimizden kazandığımız bir bilinçle ile dünyaya geliyoruz. Anne rahmine düştüğümüz andan itibaren annemizin ruhsal koşullarının etkisindeyiz; doğduğumuz anın yıldızlarının etkisindeyiz. Dünyaya geldik; tüm çevremizin bize karşı olan olumlu veya olumsuz duygusal tutumları; büyüme çağında  bizden beklenenler; ruhsal gelişmemizin, eğitim veya disiplin adı altında yara alması, sevgi ihtiyacının karşılanamaması ve yetişkin bir kişi olarak yaşadığımız ruhsal yıkımı onaramamış olmamız veya tümüyle olumlu bir ortamda büyüsek dahi ruhsal deneyimlerimizdeki yanlışlar dolayısıyla karşılaştığımız durumlar bizde sonsuz çeşitlilikte dünya kişilikleri oluşturuyor. Bütün bu nedenlerin etkisiyle kişinin çektiği acı, davranışlarına yansıyor. Böyle bakınca dünya, bir iki doktor varsa da prensip olarak hastaların birbirini şifalandırması gereken bir hastaneye benziyor. Kendimizin öbür altı milyar insandan hiç de farklı olmadığımızı anlamak empatik düşüncemize bağlı. Başkalarına empati ile yaklaşmak kendimizi de anlamaktır. Çok tanınmış bir psikiyatrın şöyle bir sözü var: “Yeryüzünde insanların yaptığı ne kadar kötülük ve iyilik varsa hepsini kendi içimde de buluyorum” Hangimiz bu kadar cesurca konuşabiliriz?  Nitekim hiçbir koşul altında şunu yapmam demek çok zordur. Koşulları varsa her şey mümkündür.

 

           İnsanları yargılamak, etiketlendirmek yerine onların acılarını dindirebilecek bir sevgi ortamı yaratabilmek için empati ilk koşuldur ve empatik düşünce ve davranış ancak eğitimle mümkündür.

 

           Acılardan kurtulmak, sevgiyi öğrenmek, yaşamak ve başkalarına yaşatmak, empatiyi her boyutu ile kavramak, farklı bir ruhsal güç gerektirir. Bu ruhsal gücün en kolaylıkla aktığı yer, ruhsal çalışma için bir araya gelen bir grup ve o grubun ruhsal yol göstericilerinin oluşturduğu yüksek frekanslı eğitim ortamıdır.

 

Güney Haştemoğlu - 28.07.2008 *ruhsalboyut.com*

 

 

           Ruhsal yaşam ve bilgisinde olan her insan görevlidir. Bilgi ile tanışmak ve hakikatler ile yüz yüze gelmek bir sorumluluk ve görevdir. Bilgi insandaki birçok kaygıları yok eder. Bilmek anlamak demektir. Bilen anladığı için, anladığı çözdüğü insanlara yardımı evrensel görev kabul eder. Bu çok önemli bir konudur. Bilmediği için farkında olmayan, mevcut bilgi ve bilinci ile tatmin ve mutlu olmayan, bunalımlarda çıkış yolu arayan, sebep ve neticeler arasından bağlantıları kuramayan, olamadığı için önünü göremeyen ve hangi yolda yürümesi gerektiğini kestiremeyen insanlara önünü ve yolunu göstermek ruhsal yaşam içinde olmanın en tabi ve asli görevidir.

 

           Empati, bilmek ile bütünleşmiş saf ve gerçek sevginin bir tezahürüdür. Birilerini tamamlamak, rahatlatmak ve mutluluk vererek moral değerlerini yükseltmek, yüksek şahsiyet, yüksek bilgi, yüksek bir ahlak, yüksek bir hal ve anlayışın tezahürüdür. 

 

Orhan Yarat – 29.07.2008 *ruhsalboyut.com*

 

 

           Empati sevginin ilk şartıdır. Dayanışmada empati içinde olmakla başarılı bir yaşam içinde oluruz. Ruhsal anlamda empati sıhhatli bir beraberliğin de oluşması demektir. Empatinin olmadığı beraberlikler egosal hüviyette olacağı için ömürlü olmazlar. Empati düşünce fonksiyonumuzun daha geniş ve yararlı kullanılma şeklidir. Kendimizi duygu ve düşüncede karşımızdakinin yerine koyabildiğimiz sürece empati sahibi oluruz.

 

           Ruhsal konularda empati sahibi olmak, gerçek beraberliğin üyesi olmaktır. Kendini karşısındakinin yerinde görebilen kişi, her şekildeki ilginin de sempatisi içinde kalarak olumlu düşünce ve davranışların da sahibi olur. Pozitif düşünce alanını yaratan zihin, yüksek sezgilerin de sahibidir. Üstün insan olmanın, kemâle ermenin empatiyi tabiî davranış haline getirmiş insanlara has olacağı bilgisi elimizdeyken, biz ruhsal yolculuğumuzda empatiyi bir yaşam biçimi olarak mutlaka seçmeliyiz.

 

Sadık Yarenler – 29.07.2008 *ruhsalboyut.com*


 

           Empati, ruhsal anlamda yüksek düşünme ve yeteneklerimizi vermeye açık edebilmedir. Hasletlerini aktaramayan insan beraberlik olgusunu da başaramaz. Ruhsal olgunluğa giremez. Birlik olmak şartı içindeki sempatiyi, kendinin dışında da etkili kılmaya empati demek yerinde olacaktır. Empati aynı zamanda, sağduyunun gelişmesi ve insanlık vasfına uygun davranış içinde olma durumudur.

 

Necati Bayrak – 29.07.2008 *ruhsalboyut.com*

 

 

           Empati karşısındakinin ruh halini ve ifadesinin ardındaki hisleri görebilmektir. Huzurlu mu, rahatsız mı, dinliyor mu, dinlediğini anlıyor mu? Bir tür içini görme ve daha derindeki dürtü ve sebeplerini anlamaktır. İçine girebildiği kadar bilir. Yücelik bizi bizden iyi bilir. Bizim kendi içimize girebildiğimizden çok daha fazla içtedir. Merkezdedir.

 

           Merkeze yaptığımız yolculuk, kendini görme yolculuğudur. Kendimizi ne kadar anlarsak, karşımızdakini o kadar içten görürüz. Yargılamak dıştan bakmaktır. Empati ile birlikte yargı anlayışa dönüşür. Olumsuz titreşimler yerine, iyileştirici etkiler üretmeye başlarız. Empati gücümüzü geliştirmek bizim için hayati bir öneme sahiptir.

 

           Kendimizden daha üst olan bir varlık sistemiyle ne kadar empati kurabiliriz? Bizden istenenlerin neden istendiğini, söylenenlerin neden öyle söylendiğini anlayabilir miyiz? Hisleri algılasak dahi sebepleri bilincimiz ve düşünebildiğimiz kadar çözebiliriz. Duygular evrenseldir. Yüceliğin bilemeyeceğimiz kadar derin ve güçlü duyguları vardır. İnsanın duyarsız tavırları, engellerini bir türlü aşamayışı, söz dinlemeyişi, kendisi için asıl iyi olanı kabul etmeyişi kırıcıdır. Doğru yönde, doğru nedenlerle çabalayan insan için büyük bir bekleniş ve özlem vardır. Gerçek arayışı içine giren herkes büyük yardım alır.

 

           Çocuk kendine yöneliktir ve sadece kendi ihtiyaçlarının karşılanmasını bekler. Ebeveyni büyük ve güçlü olduğu için, onların da duyguları ve ihtiyaçları olabileceğini düşünemez. İnsanın şükretmesi, değer bilmesi, söz dinlemesi ve büyümeye çalışması, büyüklerin duygularını pek anlayamasa da, onlarla kuracağı en güzel ahenktir.

 

Altan Gürol - 29.07.2008 *ruhsalboyut.com*   

 

 

           Yaşam ve varoluşa tek bir pencereden bakabilmek, daha doğrusu "ruhsal" dediğimiz her yüksek kavramla gerçek bir empati içinde olabilmek bu dünyadaki asıl hedefimiz olmalıdır. Ruhsal olan ya da olmayan değil, salt gerçeklik olarak varoluşa olan inancımız ve inandığımızı samimiyet ile şimdi ve burada uygulamak bizleri kavramların kargaşasından ve izah edemediğimiz bazı durumlardan (vesvese) koruyacak, bizlere bu alemde bir şeylere gerçekten sahip olabilme lutfunu getirecektir. Asıl üst olanın, yüksek olanın bu inanca ve samimiyete sahip olmak olduğunu, gerçekte heryerde olan yüceliğinde aynı doğal samimiyet ve görevlilik sevgisi ile hareket ettiğini herkese anlatabilmeliyiz.

 

           İnsanlara samimiyet ile yaklaşmak ve hesap gütmemek doğal yoldan empati kurmaktır. Tanıdığımız ya da tanımadığımız herkesin gönlümüzde bir anlam ifade ediyor olması da empatidir. (Aslında burada "empati" sözcüğü mana olarak çok dar kalmaktadır ama sorunun anlam bulması açısından öyledir diyebiliriz). Empati ne kadar çok paylaşılıp insanlar tarafından karşılık bularak benimsenirse ve herkes birbiri ile bir şekilde empati kurabilirse işte o zaman dünyada gerçek sevgiden bahsedilebilecektir, çünkü empati gerçek sevginin öncüsüdür. Birbirimizi anlamadan ve bilmeden "bir" olabilmemiz mümkün değildir.

 

Volkan Topaloğlu - 30.07.2008 *ruhsalboyut.com*

 

 

           Yaşamak, öğrenmektir, yaşamak her şeydir. Edindiğimiz her tecrübe, olgunlaşmak yönünde attığımız her adım, bizim empatik yanımızı da güçlendirecektir. Bizler etrafımızda gördüklerimizi; yaşanmışlıkların oluşturduğu deneyimlerimizden doğan, bizde var ettiğimiz her konu üzerinden değerlendiririz. Bu da bizim; karşımıza çıkan kişi ve durumları algılamamıza neden olur.

 

           Empatinin ruhsal yaşamdaki yeri ise; bizlerin ruhsal tecrübeleri doğrultusunda, gerçeklik yönündeki sistemle, titreşebilmesidir. Bizim ruhsal yaşamımızda kuracağımız tek empati, gerçeklik yönündeki ritmimizin ayarlanması ile olacaktır.    

 

Tarık Öztürk – 03.08.2008 *ruhsalboyut.com*             

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.