TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

 

Gerçeği Kabulde Alçakgönüllü Olmanın Yeri Nedir? 

 

Gerçek ve gerçeğin yaşama yansıyışı, ego temeline dayalı her türlü somut değerlerin üstündedir. Çünkü çağımızda her neye dayandırırsak dayandıralım daralma, kısıtlanma ve mahrumiyetle donanmış kişilikler ve dolaysıyla bu şekilde ki toplumların ihtiyaçlarının kısıtlı olarak tahrik ve teşviklerle sunulması, hiç de olmaması gerekenin negatif şartları oluşturmuş ve oluşturmaktadır. İşte böylesine gerçekleri yansıtmayan negatif bilinç bütünlüğünde yaşamlarını sürdürmekte olan insanların içinde, ilahi ve evrensel gerçeklere sahip olarak alçakgönüllü olmanın elbette ki çok özel ve ayrıcalıklı bir yeri olmuştur ve olacaktır.

                Yüzeysel ve şekilsel anlık huzur ve mutluluklardan medet umarak, istemediklerinde kusur ve noksanlar araştırarak tatmin olmak isteyen, dedikodular ile kendini doğrulamaya çalışan, adeta cehennemini yaşayan yığınlar arasında ilahi evrensel gerçekte olanlar, hiçbir etki ve kaygı içinde olmadan alçakgönüllü olmayı evrensel bütünlüğe saygı ve sorumluluk olarak bilirler.

Orhan Yarat – 14.12.2009 *ruhsalboyut.com*

 

 

Bizlerin en kötü yanı, her şeyi çok bilen yanıdır. Herkesin bakış açısı kendi gerçekleri üzerinden olduğundan, etrafında olup bitenler de bu taraftan algılanır ve diğer gerçekler görülmez olur.

Herkesin ayrı ayrı sorgulayacağı şey kendidir. Neye muktedir olduğumuz ya da olmadığımız çok önemli bir durumdur. Özellikle en güçlü sandığımız yanımızdan sorgulanıyor olmamız bizim gerçeğimizi ortaya koyacaktır. Çıkan sonuçların kabulü ya da kabulsüzlüğü bizi biz yapacak veya bizi eski gerçeğimizde bırakıp düşüşe geçmemize neden olacaktır. Yapmış olduğumuz tercih bizi tekrar yapılandıracak olandır. Şimdi bir kez daha kendimize (özümüze) dönerek bir daha sormamız gerekmektedir. Ben neye ne kadar hâkimim ki başka bir gerçeği kabul etmiyorum?

         Alçakgönüllülük, eylemimiz içerisindeki saygı ve sevginin derecesi kadar göstermiş olduğumuz sabrın sonucudur. Gerçeğin kabulünde alçakgönüllü olabilmemiz, “bu budur” demeyerek, hüküm vermeyerek geleni karşılama şeklimiz olmalıdır. Bence bu sorudaki gerçeğin bizden istediği, gerçeğin de gerçeği olduğunu ve mutlak gerçeğe alçakgönüllülüğümüzdeki incelik kadar yaklaşabileceğimizin hatırlatılması olmuştur.

Tarık Öztürk – 16.12.2009  *ruhsalboyut.com*                

 

 

         Alçakgönüllü olmak, kalp ve zihin açıklığının çok önemli bir unsurudur. Bir titreşim seviyesine ulaşabilmek ve o seviyenin kapısından geçebilmek için alçakgönüllü olmak şarttır. Alçakgönüllü olmak bir değerdir ve tüm değerler gibi yücedir. İnsan alçakgönüllü oldukça yücelir. Bir Olan’ın insana görünmesi ve dilediğini yapması mümkün olduğu halde, onu vernal devreler boyunca beklemesi ve varediş amacına doğru yavaşça yürütmesi, baştan sona muazzam bir alçakgönül planıdır.

Alçakgönüllü olmak, dünyasal hırslardan uzak olmaktır ancak manevi değerlerin azına razı olmak değildir. Manevi zenginlik için bir ön şarttır. Sıradan bir insan olmak değildir. Aksine, sıradan olanın üzerine çıkmak, egoda küçüldükçe, özde büyümektir. Sadeleşmek, bilgi karmaşasına düşmeden, çok yönlü gerçeği net görebilmektir.

Alçakgönüllü olamayan, değerleri kendinden bilir veya onları kazandığı için kendine ait sayar. O’nun verdikleri olmasa, bir hiç olacağını kabul edemez. İnsan değer üretmeye yarayan bir vasıtadan başka bir şey değildir. Akıl verildiği için akıllı bir vasıtadır. Gelişme yeteneği verildiği için gelişen, irade verildiği için gelişmeye çalışandır. Bunun gibi pek çok güçle donatılmıştır. Bu değerleri kullanmadığı zaman, kayda değer bir bulunuşu olmaz. Bu gerçeği kabul edebilen kişinin, sıradan insanda kapalı kalan farklı hassaları aktifleşmeye başlar. Kullandığı her değer Yücelikle olan bir bağıdır. Artan değerlerle bağları artar ve güçlenir. Daha fazla birlik teessüs eder.  

Altan Gürol - 20.12.2009 *ruhsalboyut.com*

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.