TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon

HİKAYE

 

Bilmemenin Rahatlığı

 

            Bir zamanlar yaşlı ve bilge bir adamın yaşadığı bir köy varmış. Köylüler ne zaman bir konuda çıkmaza girseler, kaygıya kapılsalar, bu adamın yanına koşarlar ve onun açıklamalarıyla tatmin olurlarmış.


           
 Bir gün köyün çiftçilerinden biri büyük bir telaş içinde bilge adama gelmiş. "Bilge adam, bana yardım et. Korkunç bir şey oldu. Öküzüm öldü, tarlamı sürecek başka hayva­nım yok! Söyle bana, bundan daha kötü bir şey olabilir mi?" Bilge adam cevap vermiş: "Olabilir de, olmayabilir de." Adam bir koşu köye dönmüş ve komşularına bilge adamın aklını kaçırdığını söylemiş. Tabii ki, başına gelen­den daha kötü bir şey olamazmış. Bilge adam bunu nasıl göremiyor, diye düşünmüş.

 

  Ne ki, ertesi gün çiftçi çiftliğinin yakınlarında başıboş gezen genç ve güçlü bir at görmüş. Adamın artık bel bağ­layacağı öküzü olmadığı için, aklına bu atı yakalayıp ölen hayvanının yerine kullanmak gelmiş. Ve atı yakalamış. Ne sevinmiş! O güne kadar tarla sürmek hiç bu kadar kolay ve keyifli olmamış. Yanıldığını söyleyip, özür dilemek için bil­ge adama gitmiş. "Haklıymışsın, bilge adam. Öküzümü yi­tirmek olabilecek en kötü şey değilmiş. Tersine, Tanrı’nın bir nimetiymiş! Eğer başıma bu gelmeseydi yeni atımı ya­kalamazdım. Sen de kabul edersin ki, bu da olabilecek en güzel şey." Bilge adam bir kez daha, "Olabilir de, olmaya­bilir de," demiş. "Eyvah," diye düşünmüş çiftçi. "Bu adam gerçekten keçileri kaçırmış."

 

  Oysa, çiftçi yine olacaklardan habersizmiş. Birkaç gün sonra oğlu ata binerken düşmüş. Bacağı kırıldığı için artık tarlada babasına yardım edemeyecek duruma gelmiş. Aç­lıktan öleceğiz, diye hayıflanmış çiftçi ve bir kez daha bil­ge adama koşmuş. Bu kez ona, "Atı bulmamın olabilecek en güzel şey olmadığını nasıl bildin?" diye sormuş. "Bir kez daha haklı çıktın. Oğlum sakatlandı ve tarlada bana yardım edemez hale geldi. Bu kez artık bundan daha kötü bir şey olamayacağına eminim. Herhalde, sen de kabul edersin." Ne var ki, bilge adam yine sakin bir ifadeyle çiftçinin yü­züne bakmış ve onun üzüntüsünü paylaşan bir sesle, "Ola­bilir de, olmayabilir de," demiş. Bilge adamın bu denli ca­hil oluşuna öfkelenen çiftçi hışımla tekrar köyüne dönmüş.

 

           Ertesi gün köye askerler gelmiş ve yeni patlayan savaş için ne kadar eli ayağı tutan erkek varsa götürmüşler. Köy­de bıraktıkları tek genç adam çiftçinin oğluymuş. Böylece orduya alınanlar büyük ihtimalle ölecekken, oğlanın haya­tı kurtulmuş.

 

           Bu masaldan alınacak önemli bir ders vardır. Gelecek­te ne olacağını bilemeyiz... Sadece, tahminde bulunur ve bunun gerçekleşeceğine inanırız. Çoğu zaman ufak bir şe­yi büyütme eğilimindeyizdir. İleride korkunç şeyler olacak diye, kafamızda olmadık Senaryolar üretiriz. Ve çoğu za­man da yanılırız. Sakin kalıp, çeşitli olasılıklara açık olabilsek, önünde sonunda her şey yoluna girer. Unutmayın: Olabilir de, olmayabilir de...

 

Dr.Richard Carlson

 

(Güncelleme: 12/12/2006)

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.