TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 28 Nisan 2024 Pazar

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon

HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI

Ruhsal bilgilenmeden sonra, olumsuzlukları nasıl karşılamalıyız?

           Ruhsal bilgilenme anlamı bana iki yönü çağrıştırdı.

           1-Zihinsel bilgilenme ve akılsal kullanım.
           2-Ruha kazandırılmış ve artık zihinsel bilgi olmaktan çıkarak öz değere ulaşmış bilgi.

           Birincisi her an değişime uğramaya ve sarsılmaya müsait bir yapıdadır. Bilgi vardır, ama tatbikatta bilgiyi etkileyecek olan ego da devrededir. Kişi bir yerde ruhsal bilgilenme doğrultusunda olayları değerlendirip doğru noktayı tutturabilse de, bir başka yerde egonun küçük bir dürtüsüyle bile bilgileri bir kenara iterek yanlış olanı tutabilir. Eğreti giyinilmiş bir ruhsallıktır. Özellikle de olumsuz durumlarda hemen bilgi dışına çıkılabilir.

           İkinci ve gerçek bilgilenmede, evrensel değerler yasalarıyla işlerlikdedir. Ruh yasaların işleyişine kendini açabildiğinde, olumlu veya olumsuz olan her şey, yasa gereğinde olur. Çünkü öz değer bir anlamda yasaların küçük bir işleyiş merkezidir. Bu noktadaki varlık, dünya hayatındaki pek çok kişinin anlayamadığı, anlayamadığı içinde kabul etmekte zorlandığı davranışlar sergiler. Ruhsal hayatı yaşayan kişi ile, ruhsal bilgiye zihnen sahip kişinin tanımı da, yaşamı da çok farklıdır. Bu ikisi arasındaki fark yaşama akseden süreklilik içinde kendini açıkça ortaya koyar.

           Ruhsal bilgilenmenin ilk göstergesi kişinin başkalarınca “iyi insan” olarak tanımlanmasıdır. Bu kazanılması gereken değerlerin sadece bir yüzüdür. Karşılaşılan olumsuzluklar ve onlara verilen karşılıklara göre diğer değerler de öz de yer bulur ve kişi özsel zenginliğini yaşamına aksettirebilirse, her şey yolunda demektir. Artık o kişi için olumlu veya olumsuz diye bir ayırım yoktur. Sadece olan vardır ve olan da, ego değerleriyle gölgelenmediği için  öz yasalarıyla karşılanır. Bu doğru olandır, bu gerçek insan olabilmek için gerekli olandır ve bu ruhsal değerleri kazanmak için çaba gösteren insanın gerçekleştirmesi gereken en önemli noktadır. İkiliğin aşıldığı safhadır. Boyut atlamaktır. Tekâmülde bir basamak yükselmektir. Son olarak diyebiliriz ki, bilginin bilgi olmaktan çıktığı safhadır. İnsanın ruhuna ve zihnine baskı yapan tüm etkilerden kurtulduğu safhadır. Gerçek özgürlüktür. Hayata bu özgürlük anlayışıyla bakıldığında, yaşam çok farklı algılanacaktır, insandaki Tanrısallık devrededir çünkü.

Selay Gunon

(Güncelleme: 17/06/2006)

 

 

 

 

Ruhsal bilgilenme, geçici olanın üzerine yükselme ve kalıcı olanı görebilmedir. En azından görmeye başlamaktır. Geçici olanlar, daha çok, insana hoş gelen aldatıcılıklardır. Kalıcı olan, ebedi olan ise hoşlukların ötesindedir. Yaşananlardan, insana olumsuzluk gibi gelen ve değiştirilmesi elde olmayan durumlar vardır. Bunlar dünya insanının karşılamak istemediği şeylerdir. Varlığın olgunluğu, kendisinin olumsuzluklara sebebiyet vermemesi, kaçınması elinde olmayan olumsuzlukları da, ebedi yönü olan ruhsal becerisiyle göğüsleyebilmesi demektir. Bu, hiç kolay değildir. Bugün insanların sıkıntılarının büyük bir kısmı, insanların kendilerine ve birbirlerine yaptıklarındandır.

Dünya bir olgunlaşma yeridir. Çekilenler, bu olgunlaşmayı sağlamak içindir. Bizi bunaltan olaylar, görünenin arkasındaki asıl sebeplere eğilmemizi sağlamak için tekrar tekrar karşımıza çıkarlar. Bu ebedi bir süreçtir. Bu ebedi sürecin dünya ile ilgili bölümü, ruhun madde ile olan münasebetini, olması gerektiği gibi düzenleyebilmesini amaçlar. İnsanı dünya gafletinden uyandıran olaylar, olumsuzluklar ve ıstıraplar şeklindedir. Bunun için Halil Cibran, “ıstırap, idrakinizi kılıflayan kabuğun kırılmasıdır” der. İdrak sonucu, insan, hamken bilemediklerini, pişerek bilir hale gelir. Bizler, bulunduğumuz aşamada insan görünümündeyiz. Sonsuzluk perspektifinden insanlık geçici bir plan, ruhsallık kalıcı olandır. Bu nedenle bizler, aslında, “ruhsallığı yaşayan insanlar değil, insanlığı yaşayan ruhsal varlıklarız.” Ayrıca, insanlığın da henüz geri kademelerinde, beşer seviyesindeyiz. İnsan-ı kâmil olmak için daha pek çok yerlerden geçip, çok aşamalar kaydetmemiz gerektiğini söyleyebiliriz. Bu geçişlerin rahatlık ve durgunluk içinde değil, daima çaba ve çalışma ile olacağını yüksek bilgiler bize öğrettiler. Tabii sadece öğrenmek yeterli değil. Önemli olan, bu bilgileri özümsemek ve uygulamaktır. Bunu yapamadığımız sürece  olumsuzluklar, sıkıntılar ve ıstıraplar olarak gördüklerimiz, hep bizi zorlayacaktır. Ta ki, onları gerçek yönleriyle öğreticiler olarak alıp, kendimizi o değişmeyecek doğrultuya sokana kadar. Bu uzun bir yoldur.

Osman Türkmenler

(Güncelleme: 17/06/2006)

 

     

           Bir olayı olumlu veya olumsuz olarak nitelemek akıl ve gönül işidir. Yaşam aslında her gün tazelenen muhteşem bir maceradır. Olan her şey aşılması çözülmesi kısaca yaşanması gereken olaylar zinciridir. Güçlü olan başarılı olandır. Gelecek için tabii ki planlar yapılmalıdır. Ama işler planlandığı gibi yürümediğinde görüleceği görmek, kendini buna uyarlamak, doğru karşılamak şuurla başarılır. Karşılamamızın doğruluğunu "nasıl hissettiğimiz" bildirir. Garip bir boşluk mu, yoksa nedensiz bir sevinç içindemiyiz? Kıstas budur.

Günal Gölhan

(Güncelleme: 21/06/2006)

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.