TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 28 Nisan 2024 Pazar

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


Ruhsal Bir Varlık Olarak

Yaşadığının Farkına Varmak (1)

İnsanlar zihin güçleri ve bilinçleri kadar yaşarlar. Yaşamak aynı zamanda yaşamakta olduğumuzun farkına varmaktır. Bir robot veya android, etkilere tepki verir, o kadar. Sadece etki ve tepki ile biyolojik seviyede yaşayan insan, yaşadığının farkına varamaz, şuuru veya ruhsal varlığı açısından da yaşıyor sayılmaz. Çünkü biyolojik olmanın ötesinde ruhsal bir yaşam,  önce "kendini bilmek", "kendi olmak" bilinciyle başlar.

 

Yalnızca, bir okul eğitimi, toplum değerleri, medya, moda vs ile biçimlenmiş bir zihin, kendinin farkına varamaz. Kişi biyolojik olarak yaşar ama, ruhsal olarak canlı değildir. Üstelik bunun farkına da varmaz. Yaşadığının farkına varma, "kendi" nin farkına varmayla başlar.

 

Farkına varma içinde yaşadığımızı hissettiğimiz alanla orantılıdır. Zihin ve bilinç durumu, etki ve tepki olarak ancak kendini kurtarmaya yeten insanlar vardır.  Bir aile içinde yaşadığını, toplumda yaşadığını, dünyada ve evrende yaşadığını bu etki tepki seviyesinde hisseden insan, denizin dalgalarıyla bir oraya, bir buraya salınan karpuz kabuğu gibidir. Toplumun, onda kendini kopyaladığını, veriyor görünürken her şeyini aldığını bilemez. Mevlana’nın çok güzel bir sözü var; diyor ki, "gözün her zaman en kıymetli malının (ruhsal varlık bilincinin) üzerinde olsun; başka tarafa baktığın anda hırsız o en kıymetli malını çalar." O hırsız, eğitimle, sözüm ona değer yargılarıyla, hükümlerle, medya ve modalarla oluşmuş olan toplumsal zihindir.

 

Güney Haştemoğlu

 

(Güncelleme: 07/02/2007)

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.