TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 27 Nisan 2024 Cumartesi

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


Yaşam Enerjimiz

 

           İnsanın her konudaki aktivitesinde harekete geçirici bir güç vardır ki, bunun kaynağı yaşam gücümüzdür. Bu enerji, sinir sistemimiz boyunca akan bir enerjidir. Bu manevî yapımızı çok yakından ilgilendirdiği için bilincinde olmakla kazanılıp, israfıyla da kaybedilmektedir. İnsan yaşam enerjisi olmadan hiçbir şey yapamaz. Kuyruk sokumundaki manyetik merkez tarafından doğadan temin edilen bu yaşam enerjisi, nefes alırken burun civarından bedenimize girmektedir. Bu enerji maddî bir enerji değildir ve burun deliklerinden girip kuyruk sokumuna gelir. Burada bir çeşit manyetik bir merkezden bedenimizin her yanına yayılan ve onun şeklini alan bir bulutumsu etki oluşturur. Bedeni bir kılıf gibi saran ve atom altı yapılara inen bir çeşit eterik enerjidir. Spiritüel deyimle de bir esir enerjidir. Doğu öğretilerinde bunun adı ‘prana’ dır.

 

           Kozmostan alınan bu enerji, vücudumuzun canlılığını temin eder. Bu enerjinin ışıması mavi renkli bir flüoresan aydınlığı olarak tespit edilmektedir. Yaşama en fazla etkisi bulunan ve en yüksek titreşimde olan bu enerji, metafizik bir enerjidir. Beynimiz bu enerji sayesinde vücudumuzu yönetir ve iç organlarımıza irademizin dışında bir fonksiyon sağlar. Hedeflerimizde cehit, gayret ve irade gücünü bu enerji sayesinde buluruz. Yaşam enerjimizin yüksekliği moral gücümüzün artmasına, azalması da moral çöküntülerine sebep olur. Aynı zamanda bu enerjinin birikimi, karakter gücü ve itimat duygusunu öne geçirir.

 

           Yaşam enerjisini uyku ile şarj ederiz. Uyanıkken de aldığımız bu enerjiyi bir taraftan harcadığımız için daha ziyade gece 1 ila 5 saatleri arasında oldukça yoğun çekebiliriz. Yaşam enerjisi yemek ve içmekle kazanılan bir enerji değildir. ‘Sinirsel Güç’ olarak da bilinen yaşam enerjisi, insanın gün içerisindeki tüm faaliyetlerinde kullanılır. Ancak bazı hallerde bu enerji açık bırakılmış bir musluk gibi boşalıverir. Bu haller; korku, panik, heyecan, üzüntü, kaygı, endişe, öfke, hiddet, kızgınlık, telaş halleri ve gerilim içinde geçen zamanlar ile uzun irade gücü harcanan olaylardır. Bu gibi durumların sonrasında insan tüm gücünü yitirmiş olduğunu fark eder.

 

           Akşam saatleri azalan yaşam enerjisi nedeniyle insan daha duygusal ve olaylar karşısında daha hassastır. Endişe ve dertler geceleri daha büyüktür. İrade daha zayıf, arzular daha imkânsız görülmeye başlanmıştır. Uyku, bu kayıplarımızı telafi edecek bir çare haline gelir. Sabahları tekrar kazanılmış yaşam enerjisiyle dertler eziciliğini yitirir. Ümit, cesaret ve azim dolu olarak yeniden güne başlarız. Yaşam enerjisi çok konuşan kişilerde de devamlı boşa akıtılır. Çünkü konuşmada her söz, bir meram anlatma arzusunun, bir heyecanın açığa vurulmasıdır. Bunun için boş ve fazla konuşma çok miktarda yaşam cevherinin kaybıdır.

 

           Dikkat sarfetme ve düşünme melekeleri bu kuvvet bulunmadığı takdirde aktif bulunamaz. Bu yüzden uykusuz ve içkili geçen gecelerin sabahında kişide konuşmak, düşünmek ve istek durgunluğu, arzusuzluğu gözlenir. Toplumda yaşam enerjisi eksikliğinin sebep olduğu en yaygın durum ‘can sıkıntısı’ dır. Yaşam enerjisinin insanda güçlü bir halde bulunması çok önemlidir. Tüm spiritüel çalışmalarda bu güç oldukça önemli bir rol oynar. Ayrıca bedenin sağlığı ve direnci de yaşam enerjisinin israf edilmemesiyle çok yakından ilgilidir. Sağlık doğal yaşam şartlarına uyarak yaşanınca gelen bir değerdir.

 

07.09.2007

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.