TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


Beklentilerden Vazgeçmek ve Kabul 

 

Oturduğunuz kentteki bir gününüzle, insanlardan uzakta, doğada tek başınıza olduğunuz bir günü duygularınız açısından karşılaştırabilir misiniz? Doğadaki günden başlayalım. Bir orman veya deniz kenarı, küçük bir tatil evi veya çadır, hiç farketmez. Yeter ki tek başına olun. Gazete yok, TV yok. İlk bir iki gün ne kadar muhteşemdir. Tam bir dinlenme, huzur. Hiç sorun yok. Belki ormandan, denizden, kuşlardan gelen sevgi akımlarını hissettiniz. Siz de onları sevdiniz. Kalbiniz çevre ile bir sevgi alışverişinde oldu. Şimdi daha sağlıklı, daha güçlüsünüz. Ama bir süre sonra sıkılacak ve güç kaybetmeye başlayacaksınız. Çünkü aldığınız enerjide bir eksiklik var ve aynı şekilde sizde, dolan ve dışa aktaramadığınız bir enerji var. Bu insan özlemidir. Başka insanlara aktaracağımız ve onlardan alacağımız bir enerji alışverişi olmayınca ruhsal olarak sağlıklı kalamayız. Doğadaki yalnızlığımızın ilk bir kaç günü, toplumsal yaşamda oluşan yaralarımızı iyileştirdi. Ancak biz ağaç değiliz, kuş değiliz. Bizim başka insanlara da gereksinimiz var.

 

Öyleyse nasıl yaşamalıyız? Hem doğadan gelen enerjileri almak, hem de çevremizdeki insanlarla yaralanmadan ve yaralamadan bir enerji alışverişinde olmak mümkün müdür?

 

Doğada kısmen mutluyuz. Çünkü ağaçların,  kuşların bize saygı göstermesini veya suladığımız çiçeklerin teşekkür etmesini beklemiyoruz. Ani olarak çıkan bir fırtınanın ortalığı karıştırması, arkadan gelen yağmurun bizi ıslatması karşısında "Yok, hayır! Bu bana yapılamaz, bu düpedüz haksızlıktır" veya " doğa beni çekemiyor" demiyoruz. Çünkü doğayı olduğu gibi kabul ediyoruz ve onunla ilişkimiz sadece bir sevgi alışverişi.

 

Ancak diğer insanlarla karşılaşır karşılaşmaz beklentilerimiz başlıyor. Ve her karşılık bulmayan beklenti bizde duygusal acılar yaratıyor. Sevilmek, sayılmak, kabul görmek, yaşadığımız çevrede önemli olmak vs. www.onlardan.com sitesinde yer alan tebliğlerden birinde beklentilerin bir analizi var ki, üzerinde çok düşünmemiz gerekir. Evet, tebliğde de anlatıldığı gibi "beklenti bir kap ve biz de o kaba göre biçim alan su". Peki bizim gerçek biçimimiz nedir, hep sözünü ettiğimiz gücümüz nerededir?  Tebliğin aslını ilgili siteden okumanızı diliyoruz. Fakat çok güzel bir ifadeyi de yazmadan geçemeyeceğiz: "Beklenti bir dönem sizin bulunduğunuz ve size üçüncü boyut diye ifade ettiğimiz dünyanın, sizin için yaşanabilir bir yer olması ve tabağınıza konulan her lokmayı yemeniz ve böylelikle orada bulunmakla murat ettiğinizi yapabilmeniz için bizzat sizlerin burada tasarladığınız bir mekanizmadır. (mekanik algılamayın) Bugüne dek beklentilerinizle gerekli dramları yarattınız. O dramların içinde yuvarlana yuvarlana kartopu gibi büyüdünüz. Ancak bu gün artık geldiğiniz ve eşiğinde durduğunuz kapıdan beklentilerle geçemezsiniz. Ya onları kapıda bırakacaksınız ya da siz kapıda kalacaksınız."

 

Güney Haştemoğlu


(Güncelleme: 14/03/2007)

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.