TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 28 Mart 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN KONUSU

 

 

Ruhsal denge ve düzen 

 

        

         Denge düzenin sonucudur. Düzenin sağlandığı yerde denge ortaya çıkar. Dünyamız iç içe sayısız düzenlerden birinde ve kendi içinde sağladığı düzenle dengededir. Dünya insan olarak bu düzenlerin yarattığı dengenin içine doğmaktayız ve Dünyanın doğal ve aslında ruhsal olan düzenine uyum sağladığımız kadar biz de kendi ruhsal dengemizi kuruyoruz. Kuşkusuz ruhsal olarak dengelendikçe daha üst düzenlere dahil oluyoruz. Her denge seviyesi bir üst düzeni getirdiği gibi, her üst düzen de yeni bir dengeyi getirir. Her ikisi birbirini tamamlayan ve yükselten güçlerdir. Denge kendini Gerçeğe sabitlemektir.

         İnsan önce kendi maddi yaşamını düzene sokacaktır. Kendi yaşamını düzene sokamayanlar ruhsal bilinçlenme yolunda yürüyemezler. Yaşamı düzene sokmak, zamanı doğru kullanmak, ruhsal sorumluluklarının bilincinde olmakla başlar. Dünya yaşamı veya ruhsal yaşam aynı esaslara tabidir. Yaşamı düzene sokan iyilik, doğruluk ve bilgi ile yapılan hizmetlerdir. Herkes birbirine olan hizmetini bilgi ile iyi ve doğru yaptığını ileri sürebilir ama sonuçta kalpte sevgi yükselmemişse, eksik ve yanlış olan bir şeyler vardır ki o istenen düzen kurulamış ruhsal denge kazanılmamıştır. Kalp gözü, gönül gözü, akıl gözü ve ruh gözünün tek bir görüşte birleşmesi dengedir. Halen bu gözlerin hepsini kullanıyor isek de egomuzun o andaki aktif veya pasif durumuna göre biri açık ise diğerleri kapalı. Dolayısıyla her an değişken, dengeden, güvenilirlikten, hayırdan uzak bir bulunuşla yükselmek şöyle dursun yokuş aşağı bir bilinmeyen karanlığa doğru gidiyoruz.

         Sahte bir düzen içinde yaşadığımızın farkına varmalıyız. Sabah kalkıp işine giden, bütün gün çalışıp akşam evine gelen, kazancını toplumsal beğeniye uygun harcayan insanların bir düzen içinde dengeli insanlar olduğu yanılsaması içindeyiz. Eğer o kişiler, işten çıkarılma, maddi bir kayıp veya bir doğal afet, hatta bir savaş karşısında hemen bütün dengelerini kaybediyorlarsa içinde oldukları düzen gerçek değil, dengeleri de pamuk ipliğine bağlıdır. Bu durumdaki insanın kalp gözünü, gönül gözünü, akıl gözünü ve ruh gözünü tek bir görüşte birleştirmesi asla mümkün değildir. İnsanlık kasıtlı olarak bu sahte ve her an bozulabilir duruma sürüklenmiştir. Dünyamıza hakim belli odaklar özellikle güçsüzleştirilmiş insanlığı ve dünyayı bu yolla sömürmektedir. Ülkemizde ortaya çıkan son olaylar bu gerçeği bize bir daha anlatmaktadır.

         Günümüz dünyasındaki bitmez tükenmez savaşların, yeryüzüne verdiğimiz büyük zararların sadece insanlıkla ve dünyamızla sınırlı kalmadığı, kainatın düzenini dahi bozma noktasına geldiği ve buna asla izin verilmeyeceği, eğer insanlık kendine bir an evvel çeki düzen vermezse, insanlığın yok edileceği bilgisi verilmiştir.

         İnsan olarak gidişimiz bizi Var Eden'e doğrudur. Bizim için tek Gerçek O'dur. Bizler kendimize en yakın olan Gerçeği anlamak ve yaşamak için dış etkenlerle bozulmayan bir iç düzen kurmalı bir iç denge sağlamalıyız ki Gerçeği yaşayalım, Gerçeğin Gücüne ve Dengesine sahip olalım. Bunun da ilk şartı Var Eden’e ve O'nun Yasalarına olan gerçek inancımız ve teslimiyetimizdir, kısaca kendimizi Gerçeğe teslim etmektir. Gerçeğe teslim olmak, istemediğimiz, kötü gördüğümüz bize acı veren her durumda, arka plandaki hayrı görüp huzurlu ve rızalı olmaktır. Gerçeğe teslim olan bir anlamda O'na uygun, O'nunla birlikte yaşamaktadır ki artık toplumdaki sahte düzenin ve sahte isteklerin, sahte amaçların, sahte beğenilerin etkisi diye bir şey söz konusu bile olmaz.

Güney Haştemoğlu   9.8.2016   *ruhsalboyut.com*

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.