TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 29 Nisan 2024 Pazartesi

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU 
OKUYUCU YAZILARI

 

Akıl nedir, bize nasıl hizmet eder?

 

 

 

Akıl, bakıp da gördüğümüz kısmın aldığı kayıt üzerinden tecellisidir. Akıl, tabii ki öğrenmemiz gereken gönül üzerinden işletildiğinde gerçek bir hizmet eden olur.

         Akıl, duyuş melekelerimizin açılışı üzerinden işletildiğinde bizi biz yapan, istenen birleşimi de sağlamış olacaktır. Maalesef egosal yönelişler, bizlerin madde üzerinden kişisel çıkarlarına hizmet eden aklı ortaya koyar. Akıl ben duygusu üzerinden yönlendirildiğinde, baktığımız ve gördüğümüz kısmın kişiselleştirdiğimiz kalıplar üzerinden hareket etmesine neden olur. Oysa ki, bizlerin gönlü O’nun kaydı ile doludur. Aklın bu kayıt üzerinden depolanması bizlerin öz varlığını açığa çıkaran olacaktır. Hizmetlilik anlayışı da bu açığa çıkışın yansımaları olarak, her birimizden her birimize sistemin bağlantısını kurduracaktır.

         Akıl, ön bellek depomuzdur. Bizler ön belleğimizde neyi hazırlarsak ilk etapta sunuşa geçireceğimiz yer de o taraf üzerinden olur. Eğer duruşumuz egosal, madde üzerinden ve sıradan dünyasal bakış açısıyla hayata tutunmaya devam ediyorsa, ön belleğimizde hazır bulunan akıl da bunun üzerinde olacaktır. Yok, eğer ruhsal konuları özümseyip hayatı, çevremizdeki her şeyi, sevgiyle gönül süzgeci üzerinden geçirmenin hissiyatını yansıtmayı öğrenebilmişsek, akıl dediğimiz ön bellek depomuz, mentalimiz üzerinden sistemin bağlantısını yansıtan tarafta olur. İşte esas hizmet de, buradan alabildiğimizi doğru aktarmakta olacaktır.

Tarık Öztürk – 17.1.2011 *ruhsalboyut.com*

 

 

 

Akıl, evrim sürecinde bir beyine sahip olma aşamasına gelmiş, hareket etme özelliğine ulaşmış varlıkların, kendilerine özgü yaşamlarını idame ettirebilmek için sahip oldukları ayrıcalıktır. Beyin taşıyan varlığın yaşamda olması için nasıl organları bulunuyorsa, hayatı devam ettirebilmek içinde akla ihtiyaçları vardır.

        Maymuna kadar devam ede gelen ikinci boyut evrim sürecinde beyin taşıyan varlıklar bir akla sahiptirler. Ancak ikinci boyutun son halkasında bulunan maymuna kadar devam eden evrim sürecinde mantık olmadığı için akıl içgüdüyle birlikte işlev görür.

         İnsana üçüncü ve dördüncü boyut arasında bulunan muhtelif evrim halkalarında tekâmül etmektedir. Ve akıl-şuur ve mantık bütünleşmesi ile hayvandan tamamen ayrıdır. Evrim halkalarında dördüncü boyuta yaklaştıkça akıl-şuur ve mantığını çok daha etkin bir şekilde kullanarak hakiki insan olma aşamasına girer. Akıl-Şuur ve Mantığın bir bütün oluşturması tanrısal gücün insandaki tecellisidir. Ancak insanın taşıyabileceği bu gücü doğru şekilde kullanabilmesi çok önemlidir. Yoksa ateşten bir gömlek olup, hiçbir varlığın düşemeyeceği kadar düşüklüklere maruz kalabilir. Nitekim insanlık tarihine baktığımızda bu tanrısal gücün doğru kullanılabildiği pek söylenemez. Hâlbuki Akıl-Şuur ve Mantık sahibi insanın bir şahsiyet ve tanrısal bir varlık olduğunu bilmesi gerekir. Ve İnsan Akıl-Şuur ve Mantığı bir arada kullandığı müddetçe kendisine bir fayda sağlar. 

Orhan Yarat - 18.1.2011 *ruhsalboyut.com*

 

 

Akıl, insanın 5 duyusu ile algıladıklarını ifade kabiliyetidir. Akıl iyiye olduğu kadar, kötüye de kullanılabilir. İnsan aklını ne kadar mantıklı ve şuurlu kullanırsa o nispette kendisine ve çevresine faydalı olur.  Bu da bizim bilgi, görgü ve insanlık hasletlerimize bağlıdır.

Irmak Nacar - 23.1.2011 *ruhsalboyut.com*

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.