HAFTANIN SORUSU

 

 

İnsanlığın geçmekte olduğu bildirilen

yeni boyuta hazır mıyız?

 

Dünya'nın üzerindeki her şeyle ve tabii bizimle birlikte yeni bir boyuta girdiği bilgisi üzerinde uzun zamandan beri konuşuyoruz.

Neden yeni bir boyuta giriyoruz? Çünkü boyutlar O'na dönüşün basamaklarıdır. Şimdi O'na dönüşün yeni bir kapısından içeri girmekteyiz. İnsan yolcu varlıktır, yol varlığıdır. İnsan bir büyük yolculuk sistemidir. Ve insan bu yolculuğu henüz kendisinden ayrı varlıklar zannettiği, kendinden başka gördükleriyle birlikte yapmakta, muazzam bir bütünlük teşkil ettiğini her basamakta biraz daha öğrenmektedir. İnsan ilk yaratılışta bu yola talip olmuş ve evrensel bütünlüğün sorumluluğunu almıştır.

Ölmekten korkuyoruz, çünkü sonra ne olacağımızı bilmiyoruz. Yeni ve hiç bilmediğimiz bir boyuta girdiğimiz bildiriliyor ama kimse korkmuyor! Neden? Çünkü ölümü görüyoruz (!) ve dolayısıyla biliyoruz!  Ölüm somut (!) bir olay. Demek ki biz hala somut zekadayız! Kavramsal zekaya, soyut zekaya, düşünceler, kavramlar boyutuna geçemedik. Aynı nedenle iyiyi, doğruyu, sevgiyi anlamıyoruz. Aynı nedenle Dünya değerlerine yapışıyoruz, bedenimizi kendimiz zannediyoruz. Çünkü onları beş duyumuzun aldatmasıyla somut olarak görüyoruz. Somut kelimesi de çok yanıltıcı bir kelime. Çünkü gerçek önünde somut zannettiğimiz şeyler sadece beş duyunun aldatmacası. Bizim için yeni başlayan üst boyut çok daha somut. Çünkü somut etkileri var.

         Bütün dünyada ruhsal tebliğler yeni boyutun özelliklerini anlatıyor.

-Gerçeği görmek için sevgi ile bakmasını bilmek gerekiyor. Görmemiz gereken iki gerçek var: Birincisi yeni bir boyuta geçiyor olmamızın gerçekliği, ikincisi: zamanı yeni boyuta hazırlanmamız için tamamen o yolda kullanmamız gerektiği gerçeği.

-Gerçek şu anda içinde olduğumuz halde bilmediğimizdir. Zaten gerçeğin bizim için tehlike teşkil etmesi de bu nedenledir.

-Yeni boyut bizim hiç bilmediğimiz bir boyuttur. Halen bulunduğumuz boyutta bulunmayan, bilinmeyen yeni bir esas üzerine kuruludur. Tanımadığımız bir alem. Bu boyutun bizi korkutmaması tamamen inancımıza, O'nun bize olan Sevgisini yaşamamıza, verilen bilgilere güvenmemize ve anlamamız için içimizde sevginin var olmasına bağlıdır.

-Yeni boyut yaratılışın bambaşka, hiç haberdar olmadığımız bir boyutudur. (Biz yaratılışı sadece içinde olduğumuz boyutla sınırlandırıyoruz; Yaratılışa bir sistem olarak bakmayı öğrenmemiz gerekiyor; Bugün yaşadıklarımız aslında sadece yeni boyuta hazır olup olmadığımızın test edilmesidir.)

-Orada sevgi bilmediğimiz bir sevgidir.

-Beyazlık, arınmışlık bilmediğimiz bir beyazlık ve arınmışlıktır.

-Orada bildiğimiz renkler yok, bilmediğimiz renkler var

-Yeni boyut daha üst boyut için sadece atlama rampasıdır.

-Bizden önce yola çıkanlar oradadır.

-Yeni boyut, içinde bulunduğumuz boyuta göre daha gerçektir. Ancak bu gerçeklik daha üst bir gerçekliğinin yansımasıdır. Yansımalar madde dünyasındaki ışık yansımaları değildir; bildiğimiz yansımaların bir önemi yoktur ama söz konusu yansıma boyutların bir birine yansıması olunca onlar var edici veya yok edici olan yansımalardır. Keşke başka bir sözcük olsaydı da kavramlar karışmasaydı.

-Öz'ümüzün o TEK olandan gelmesi bizi kurtarmıyor. Yoldaki gidiş bize bırakılmıştır. Yeni boyutu bizim karşılamamız gerekiyor. "Usta" bakıyor, çömlek kurumuş mu? Çünkü fırına koyacak. Kurumuş olanlar pişecek, kurumamış olanlar dağılacak!

-Esaslara sadık kalanlar verdikleri sözden dönmeyenler kazanacak. Aslında yeni boyut elimizdeki her şeyi aldığında "verdiğimiz sözü" hatırlayacağız. Ama yararı olmayacak. Çünkü esaslara uyarak değişimi sağlamadık.

Yeni boyuttaki bilemediğimiz yeni esas sevgi ve birlik. Ancak bu sözcüklerle ifade edilince biliyormuşuz düşüncesi ortaya çıkıyor. Bu nedenle Ruhsal Sistem bir vernal devre boyunca insanlara sevginin ve birliğin bilgisini ve anahtarlarını veriyor, yol gösteriyor. Nesilden nesile bizleri eğitmeye çalışıyorlar. Bizler ise çoğumuz statü, beğenilme, sevilme, sahip olma, rahatlık, kendine hizmet edilmesi, konfor vs vs istekleri ile birlikte kibir, ön yargılar, ikilikler, affetmezlikler, açgözlülük, düşünce tembelliği, yalan söyleme, sözünden cayma, zamanı keyfi kullanma; kısaca her türlü iyi ve doğrudan, hizmetten, sevgiden uzak, bilgiyi umursamayan varlıklarız. Şüphesiz birçok güzel ruhsal niteliği kendinde toplamış olanlarımız var. Ne yazık ki onlar da hizmet, sevgi ve birlik gibi  yeni boyutun esaslarını bir türlü giyinemiyorlar.

Bir elimizde O'nun Yardımı, Koruması, Lûtfuyla evrensel bütünlüğü tutuyoruz ama farkında bile değiliz, diğer elimizde dünyanın çok yakında yok olacak olan geçici değerlerini tutuyoruz hem de sımsıkı. Her şeyi anladığımızda çok geç olacak.

 "OLANLAR OLMADAN, DOSTUNUZ AĞLAMADAN, YÜZÜNÜZDEKİ GÜZELLİK GİTMEDEN, DUDAĞINIZDAKİ TAT KAYBOLMADAN SİZ, ZİNCİRDEN BOŞANIRCASINA KOŞUNUZ. HAYRINIZ İÇİN HAYRA! SEVİNDİRİNİZ. SEVİNİZ. VERİNİZ. VERDİRİNİZ!

ONDAN SONRA GELİNİZ, ASIL BİZİ GÖRÜNÜZ. SİZDEN FARK EDEMEYECEKSİNİZ. ONDAN SONRA GELİNİZ, ASIL O'NU GÖRÜNÜZ. BİZDEN FARK EDEMEYECEKSİNİZ. BUNU BÖYLE BİLİNİZ"

Güney Haştemoğlu 16.11.2015 
*ruhsalboyut.com*