TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 28 Nisan 2024 Pazar

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


Esaslara Göre Davranmak

           Konuşma, bakış, davranış, düşünce, tutum ve duygularımızın doğru olup olmadığını bilebilmek için onlar üzerinde bir “sağlama” yapmamız yeterli : Acaba herhangi bir esası çiğniyor mu?

           Önce şu esası unutmamak gerekiyor:  İnsanı  yukarıda sayılanlardan ayrı tutmamız gerekiyor. Yani insan bunlarla özdeş değil. Bunlar insanın tecrübeleri. O tecrübeler ile doğru bulunuşa ulaşacak. Bir insanı şimdiki hali ile sınırlamamak gerekiyor.  Hepimizin birçok yanlışı var. Yanlışları dikkate alırsak birbirimizi sevmemiz ve saymamız mümkün olmaz. Herkesi sevmek zorundayız: Bu bir esas.

           İnsanın yaratılış amacı ve içine konmuş olan güzel yeri sebebiyle onu sevmek zorundayız. Davranışını beğenmediğimiz birini sevmemek, elbisesini beğenmediğimiz birini sevmemek gibi. Ruh, beden, akıl dengesi yerinde olan  (şifada olan=bütünlük içinde davranan) hiç kimse güzel olmayan davranışta olamaz. 

           Kendimizi başkalarının gözüyle görseydik muhakkak o davranışlarımızı değiştirirdik. Sevimsiz olmayı, küçük düşmeyi, sevilmemeyi kim ister? Birlik aynasında elbisesini görebilseydi hiç giyer miydi? Aslında sorun görememe. Giydiğimiz elbiseyi  göremiyoruz, üstelik güzel zannediyoruz. O halde söylemeye alıştığımız bazı hüküm ifadelerini dilimizden çıkartmamız veya değiştirmemiz gerekiyor .“Şu kişiden hoşlanmıyorum” yerine “Şu davranıştan hoşlanmıyorum”.  “Şöyle insanlara kızıyorum” yerine “ Şöyle davranışlara kızıyorum”. “Onu sevmiyorum” yerine “Kendini kullanışını beğenmiyorum” veya “Bütünlük içinde davranamıyor” veya “Davranışlarından şifasız olduğu anlaşılıyor”.Buna benzer birçok hükmümüzü değiştirmezsek bütünlük içinde davranmayan bizzat biz oluyoruz. Bir elbise yüzünden niçin dengemizi bozalım, niçin kaybeden biz olalım? Elbiseye bakıp içindeki cevheri görmeyecek miyiz? Gözlerindekini göremeyecek miyiz?

           Sözlerimizi esası çiğnemeyecek şekilde düzenlemek hem duygu, düşünce ve davranışımızda  düzelme meydana getirerek olgunlaşma ve incelme sağlayacak, hem de bizlerin dengesi ve gücü olacak. ”O ufuklar olgunluk için tatbikat sınırıdır” demişlerdi. Sözün iyisi doğru olanı, doğru olan ise güzel olanı değil mi? En istemediğimiz kişi aslında bize en büyük hizmeti yapıyor. “İstememek” birlik esasını çiğnemek oluyor. Bir esasa aykırı olan bir durumumuz, bütünlük esası sebebiyle aslında tüm esaslara aykırı düşüyor. Bu nedenle şöyle diyorlar: Aranızda birbirinize yaptıklarınız aslında bize yaptıklarınızdır. Biz sizin bize olan durumunuzu birbirinize yaptıklarınızla ölçeriz.Bir başka esas da O’nun insanlardan en iyi olanı beklemesi.

           Hayat ya hep ya hiç esasına göre yaşanmakta  (Mükemmeliyet esası). Tek bir kişiyle barışık olmazsanız tüm kainatla barışık olamıyor, bir kişiyi sevmezseniz tüm varoluşu sevmemiş oluyor, isyan etmiş oluyorsunuz. Bir kişi bu kadar önemli mi? EVET.

           Bir kişi HERŞEY. Bir kişi O’. En küçük aslında en büyük.  En küçük en büyüğü kaybettiriyor.“Güzellik doğruluğun zirvesindeki tabiat, sevgi onun örtüsüdür”.

(Güncelleme: 03/12/2006)

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.