TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 19 Nisan 2024 Cuma

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU

 

 

Öğrenmek ve öğretmek nedir, nasıl olmalıdır? 

 

 


Öğrenmek bilgi dediğimiz gerçek tohumunun gönülde çimlenmesidir. Bir buğday tanesi hangi iklimde, hangi toprağa, hangi mevsimde ekilir? Gönüle bir bilginin ekimi de aynı koşullara bağlıdır. Şu halde önce gönül iklimini değiştirmenin, gönül toprağını hazırlamanın ve gönül mevsimlerinin bilgisine sahip olmak gerekir. Bu bilgilere sevgi bilgileri diyoruz. Ve ekilecek tohum da gerçeğin bilgisidir. Sevgi olmadan ne öğrenmek ne de öğretmek mümkün değildir.

Sevgi sözcüğü,  dünyaya hâkim karanlık zihniyette, şairane, romantik, hoş ama dünya gerçekleriyle pek bağdaşmayan tozpembe bir anlam olarak algılanıyor. Hâlbuki sevgi evrenleri yaratan en büyük güçtür, tek gerçektir. Ve doğal olarak gerçeğin bilgisi, sevginin bilgisidir ve sevgi ikliminde sevgi toprağında gelişecektir. Bu nedenle bütün dinler, bütün filozoflar insanlığa öncelikle yüksek bir sevgi ahlakının bilgilerini ve öğütlerini vermişlerdir.

Gerçeği öğrenmek için önce sevgiyi öğrenmek gerekiyor. Kardeşimizi sevmeden ki bütün insanlar kardeşimizdir, sevgiyi öğrenmiş sayılmayız. Sevgiyi öğrenmenin yolu iyi olmak, doğru olmak, hizmet etmek için göstereceğimiz, inanç, sabır ve gayretten geçiyor. Sevgi olmadan bilginin kullanılabilme ortamı gönlümüzde kurulamaz.

Kalbinle, aklınla ve bilginle doğru ol! Kalbinle, aklınla ve bilginle iyi ol! Kalbinle, aklınla ve bilginle hizmet et! Bunlar gerçekte ilahi emirlerdir. Emre uyan gerçek sevgiyi öğrenir. Sevgiyi öğrenen şükreder, zamana teslim olur. Bilgiler teker teker açılır, ortaya çıkan Sevgi Enerjisi hazır olan bekleyen gönüllerin iklimini değiştirir, toprağını yeşertir. Çünkü sevgiyle aydınlanma sadece öğrenmek değil aynı zamanda öğretmektir. Sevgiyle aydınlanma tek kişiyi değil geniş alanlarda ve geniş zamanlarda beklemekte olanları da birlikte kapsayan bir şuur yükselişidir.

Güney Haştemoğlu  27.8.2014  *ruhsalboyut.com*

 

 

 

Öğrenmek ve öğretmek, gelişmek amacıyla içinde bulunduğumuz çok boyutlu yaşamın temel işlevleridir. Yaşayarak öğrenmek, teorik bilginin pekişmesi ve ilerlemesi için şarttır. Öğrenmenin tek başına ilerletilmesi ruhsal yasalar açısından mümkün değildir. Ortak bilgiden hareketle kendi düşüncesini kullanarak insanlık için faydalı olan yeni bir bilgiye ulaşan birey, yeni bilginin ortak bilgi içine katılmasından sorumludur. Ancak o takdirde devamındaki yeni bilginin nasibi oluşur.

Öğretmek, bilgi vermekten ziyade bilginin bilgisini kazandırmaktır. İhtiyaç duyulan, araştırılan bilginin içsel kaynağımızdan nasıl bulunacağının öğretilmesidir. Kendi düşüncesini kullanmadan, yalnızca ortak bilgiden beslenmek isteyen kişiler gelişim yolunda olamazlar. Her birey kendi düşüncesi ve deneyimi ile kendine has yaşam ilminin yaratıcısı olmak durumundadır.

Öğrenme, gözlem yapmak, bilgi toplamak, düşünmek, tecrübe etmek, elde edilen yeni bilgiyi paylaşmak şeklinde dairevi bir sürekliliktir. Her bilgi yeniden düşünmeyi yeniden denemeyi getirir. Öğrenme, bilgilerin, ağacın dalları gibi birbirine bağlanmasını sağlar. Ayrı kalan, birleşmeyen bilgiler kişi için gereksiz yük ve zaman kaybı oluştururlar. Birbirine bağlanan bilgiler bütünlük içindedirler ki böylece öğrenilecek herşeyin aslında tek bir konu olduğu anlaşılır. Buna genel adıyla "hakikat" diyebiliriz.

Altan Gürol    31.8.2014  *ruhsalboyut.com*

 

 

 

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.