LBL_YAZI
SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 28 Mart 2024 Perşembe

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Sayfa: 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 | 32 | 33 | 34 | 35 | 36 | 37 | 38 | 39 | 40 | 41 | 42 | 43 | 44 | 45 | 46 | 47 | 48 | 49 | 50 | 51 | 52 | 53 | 54 | 55 | 56 | 57 | 58 | 59 | 60 | 61 | 62 | 63 | 64 | 65 | 66 | 67 | 68 | 69 | 70 | 71 | 72 | 73 | 74 | 75 | 76 | 77 | 78 | 79 | 80 | 81 | 82 | 83 | 84 | 85 | 86 | 87 | 88 | 89 | 90 | 91 | 92 | 93 | 94 | 95 | 96 | 97 | 98 | 99 | 100 | 101 | 102 | 103 | 104 | 105 | 106 | 107 | 108 | 109 | 110 | 111 | 112 | 113 | 114 | 115 | 116 | 117 | 118 | 119 | 120 | 121 | 122 | 123 | 124 | 125 | 126 | 127 | 128 | 129 | 130 | 131 | 132 | 133 | 134 | 135 | 136 | 137 | 138 | 139 | 140 | 141 | 142 | 143 | 144 | 145 | 146 | 147 | 148 | 149 | 150 | 151 | 152 | 153 | 154 | 155 | 156 | 157 | 158 | 159

HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Alçakgönüllü olmak nedir, hangi şartlarda başarılır? 

        
Alçakgönüllü olmak, bütün olarak içinde bulunduğumuz makro bütünlükte bir bütün olarak yaşadığının farkına varmak, bütünle birlik olduğunu anlamak ve dâhil olduğun bütünlüğüne aşk, sevgi ve saygı duymaktır. 
         
Bütünlüğün selameti, düzeni ve sürekliliği için haddini bilmek, saygı duymak sevmek ve hakkına razı olmak önemlidir. Çünkü var olduğumuz mekânlar her şeyi ile tekâmülde yaşam ve deneyim alanlarımız olduğu için itina göstermemiz, özen göstermemiz ve tevazu göstermemiz başta kendimize ve sonra yaşadığımız alandaki bitkiden, hayvandan insanına kadar her şeye karşı olmalıdır. Onun için alçak gönüllülük bir sorumluluktur. Vazifedir ve görevdir.
         Alçakgönüllü olmak, yaşamda bilgi, bilinç ve farkındalıkla anladığımız, idrakine vardığımız bir hal ve eylem olduğu için sürekliliği önemlidir. Egonun etkin ve güçlü olduğu dünya...

devamı...   

HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI


Gönül nedir, gönle ait güçler
neler olabilir?

         Gönül kalbe açılan, kalpten tezahür eden ilahi bir merkezdir, alandır ve kaynaktır. Onun için gönül somut dünyasal bir etki, tesir ve yansıma odağı olmayıp, enerjetik süptil tarafımıza ait duyumsal, duygusal, düşünsel ve zevksel olguların yaşandığı soyut bir alandır.
        
Gönül aynı zamanda enerjetik manevi tarafımızın mevcudiyetini, işlevselliğini ve varlığını en güzel ortaya koyan ispatlayan kısmımızdır. Kaba maddesel tarafımızla birlikte insan denen varlığın bütünsel oluşumunu temsil eder. Bu bütünsellik gen zincirlerimizi meydana getiren iki sarmaldan birisinin maddesel içerikli, diğer sarmalın süptil enerjetik oluşundan ileri gelir. Yani gerçek insan yarı madde yarı süptil enerjetik bir varlıktır. Onun için gerçek insan için dünyasal yaşam ne kadar önemli ise, gönül yaşamı da o kadar önemlidir...

devamı...   
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Durumumuzdan şikayet etmek nedir, bizi nasıl etkiler?        

         Bizi sevindiren, mutlu eden durumları hakkımız olarak görürüz, öyle olmayanlardan şikâyet ederiz. Memnun olmak ve şikâyet etmek genelde dünya şuurunun değer sistemine bağlıdır ve her ikisi de egomuzun tepkileridir.
        
Biraz bilgisi olanlar, sevinince, mutlu olunca şükrederler. Ancak pek çok durum için de şikâyetleri vardır. Ruhsal Yasalardan haberdar olanlar ise bilirler ki şükür bir haldir ve şükrün ilk adımı hiçbir şeyden şikâyet etmemektir. Şükür aslında iman ve kalben kabulden kaynaklanan bir düşüncenin sonucudur ve bir haldir. Bir bardak su içtim, çok şükür dedim. Bu da bir şükürdür şüphesiz, ama çok susadım su bulamadım ne olacak? Bir şükür, bir şikâyet birbirini götürmez mi?
        
Günlük olayların yanında, daha kapsamlı olarak kaderden şikâyet ederiz. O kaderin günlük olaylara verdiğimiz tepkilerle oluştuğunu düşünemeyiz...

devamı...   

HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Öğrenmek nedir, nasıl öğreniriz?

Bilginin hafızaya alınması öğrenmek değildir. Konfüçyüs’ün meşhur bir sözü vardır: “Duydum, unuttum; gördüm, hatırladım; yaptım öğrendim.” Sadece duymakla, görmekle öğrenmeyiz. Ama yapmak için duymaya ve görmeye ihtiyacımız var. Yani duymak, görmek ve yapmak tek eylem haline geldiğinde öğreniriz. Her şey gibi öğrenme sürecini de ayrı ayrı düşündüğümüz için yanlışa düşüyoruz. Ruhsal bilgiler ise daha üst bir boyutun bilgileri olduğu için eyleme dökülmedikçe değil öğrenmek, anlamayız bile. Ruhsal bilgiler zihnimizin ruhsal enerjiyle yükselmesi halinde anlaşılır.
        
Eylemlerimiz ve zihnimiz birbiri ile sıkı sıkıya bağlıdır. Dervişin fikri neyse zikri de odur; tabii ki eylemi de odur, anlayışı da odur.
        
Zihin bir enerji alanı olarak beynimize hâkimdir, beynimiz de bedenimize ve yaşamımıza...

devamı...   
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Sevginin en üstün güç olduğu gerçeğini nasıl izah edebiliriz? 

         Güçlü bir insan dendiğinde akla iradesi güçlü ve olaylar karşısında yıkılmayan, dayanıklı bir insanı düşünürüz. Seven bir insanı düşünmek gerekiyor oysa. Demek ki gücün tanımını yeniden yapmak gerekiyor.

         Seven bir insan, yaşadığı olaylar karşısında sevgisini önde tutarak hiçbir negatife düşmeyeceği gibi, büyük bir yükselme yaşar. Düşünce açılımı ve bilinç sıçraması yaşar. Daha güçlü bir insan olur. Gerçek gücün büyüklüğünü Bir Olan’la yakın olduğumuz zamanlarda bir nebzecik hissedebiliriz.
        
İnsan, gelişim seyrinde önce "sevilen", sonra "sevmeyi öğrenen"dir. Sevilen olmayı hak etmek için doğru bir yaşam sürmek gerekir. Doğru yaşam her anı gerektiği gibi, doğru işleri yaparak geçirmektir. Sevilerek güçlenen insanın, seven olması etrafındakilere doğru yöndeki hizmeti ile başlar. Böylece güç çoğalır. O'nun rızasına uygun yaşayan insanın etrafı...

devamı...   

HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

 

Madde âlemi dört unsurdan oluşuyorsa, mana âlemi hangi unsurlardan oluşmaktadır? 

         Varoluş bütün mevcudatı ile mutlak olan Allah’ın kendi bilgisindeki enerjinin bildiğimiz ve bilebildiğimiz kadarı ile maksatlı, bilgili ve bilinçli olarak tavırlanması, değişimi, dönüşümü ve gelişiminin tezahürüdür. İlahi murat doğrultusunda her şey bir evrimsel sürece tabii olarak var olmaktadır. Hiçbir şey evrim süreci harici değildir. Hz. Mevla’nın dediği gibi taş, toprak, mineral, bitki hayvan ve insana kadar devam edip oradan öteye giden bir süreçtir. Ve bu süreci algılarken bir bütünsellik içinde algılamak gerekir. Kısaca evrim süreçlerindeki atomik oluşumların bir parçası olan elektronların kendine mal ettiği porlara bilgi yükleyerek sürekli bilgisini geliştirdiğini ve dolaysıyla kaba enerjinin bilgi, bilinç ve şuura sahip olduğunu hesaba...

devamı...   

HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI


Yapay davranışlarımız gelişimimizi nasıl etkiler?

         Yapay davranışlarımız gelişimimizi nasıl bozar diye de sorabiliriz. Yapay olmak kendi olamamaktır. Başkalarının beğenisine öncelik veren, kendini ezen bir durumdur. Kişinin kendine ve çevresine yaptığı büyük bir haksızlıktır. Hastalıklı bir halin yayınıdır.
         Yapay davranışı sürdüren kişi onu benimser ve gerçek kendi olduğunu sanır. Bu hal yalan söylemeye ve sonunda kendi yalanına inanmaya benziyor. Bunu şu an kendimizden uzak bir durum olarak görmek mümkün görünmüyor. O tekliğe ulaşana kadar... "Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol" sözü bu tekliğe ulaşanlar içindir. Ona ulaşmadan olduğumuz gibi görünmemiz güzel olmayabilir. Yanlış olanı ortaya vurmamak onun örnek alınmamasını sağlar. Öte yandan yanlışı içte sürdürmek bir noktada patlak verir.

         Yapay olmak ile “ulaşmak istediği güzel hali giyinmek” arasında fark vardır...

devamı...   
HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Yerince ve yeterince konuşmak
insanın gelişimini nasıl etkiler?

         Yerinde ve yeterince konuşmak bir ölçü olup, bu durum kişinin gelişmişliğinin bir yansımasıdır. Böylesine bir hal ve süreç halinde yaşayan insanın, algılaması bilgisi, bilinci ve farkındalığı, henüz farkında olamayan diğer insanlara göre çok farklıdır.
        
Konuşmada dozu ayarlamak, ne kadar ve ne için vereceğini bilmek, hem kendine hem karşısındakine karşı insan olarak sorumluluğunun idrakinde olmaktır. İdrak ise bilgiyi gerektirir. Konuşmanın anlam ve ifadeleri, ses ve hareketlere döküldüğünde nasıl ve ne şekil yapıdaki enerjilerin açığa çıktığını anlamak gerekir. Onun için konuşmada doz alıp vermek bir evrim ve liyakat işidir.
         Seslerin frenkansı ve enerjileri, varlığın evrimsel olarak arınması ile orantılı olarak yüksek veya düşüktür...

devamı...   
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.