TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 30 Nisan 2024 Salı

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


ASTRAL VARLIK SEYRİMİZ

"Bu âlemde benim için yeni bir fikir olan sevgiyi hak edecek miyim acaba? Ve yumuşak iradesi benim tüm çabalarımı felç eden olağandışı varlığı yeniden görebilmenin imkânsızlığı içerisinde, isteğimin ve ıstırabımın imgesini ışığa yansıttım. Ve önümde bir ışık parçası fırıl fırıl dönmeye başladı ve bu ışık bir biçime büründü ve hayranlıkla seyrine dalmaktan kendimi alamadığım harikulâde bir yaratık gördüm."

"Ve ne zaman ki bir iman parıltısı, bir yeryüzü ruhu, ister sanatçı, bilgin ya da şair olsun, astral okyanusun girdaplarından geçmekte iken çağrısı ve duası bize kadar yükselirse, bu canlı bir fikirdir, yeryüzü insanının dehasını aydınlatacak olan, düşman ve kalleş dünya üzerinde gerçekleştirmek zorunlu olduğu ideal durumuna gelen sevgimizin kızıdır."

Astral varlığın sözleri işte bunlar. Hikâye ya da efsane, gerçeklik ya da rüya, onları sanatçılara ve bilenlere ithaf ediyorum. Sonuç olarak, bizim ölü olarak isimlendirdiklerimiz hayata sıkı sıkıya bağlıdırlar ve etkileri de sürekli bir tarzda tezahür eder. Çinlilerin, enkarne (bedenli, bedene bağlanmış) bir varlık büyük bir toplumsal eser ortaya koyduğu zaman gidip atalarından birini ödüllendirmelerinin (ya da onun heykelini-resmini süslemelerinin) nedeni budur.

Ölmüş olan varlıkların, Mısır'da -ölümün kapıları- olarak isimlendirilenlerden geçtikten sonra yeryüzüne yeniden geldikleri pek çok durumlar vardır. Bu -ölümün kapıları- Mısır dilinde Ro sözcüğü ile ifade edilir. İnisiye deduble oluyor (bedeninde ayrılıyor) ve bu ölümün kapılarından şuurlu biçimde geçiyordu. Yeniden geriye dönüyor ve Güneş ile Ay'ın mevcudiyetlerinden ne kadar eminse mezar ötesi hayattan da o denli emin oluyordu. Bu nedenden ötürü "iki hayatın kâtibi", "iki defa doğmuş" ünvanını alıyordu.

Her ne olursa olsun, inisiyatik tecrübelere ve öte âleme gidip de geri dönenlerin anlattıklarına dayanarak, insan varlığının ölümden hemen sonraki hâlinin bir özetini yapabiliriz. İntihar dışında, normal evrimde gerçekleşen ölüm hissi acı verici değildir. Bu his, su üzerinde kayıp giden bir gemideyken hissedileni andırır. İsis'in kayığı, Caron'un kayığı imgeleri ve astral planda hissedilenleri halka yansıtan bütün mitolojik fikirler buradan kaynaklanmıştır.

Çağdaşlara göre bu his demiryolunda hiç sarsıntısız bir şekilde yapılan yolculuğu andırmaktadır. Varlık, ölüm dediğimiz şeye maruz kalmış olduğuna inanmaz; uyuduğunu ve rüya görmekte olduğunu sanmaktadır. Aynı zamanda ölüm, burada görünmez olarak tanımlamakta olduğumuz planlara hakiki bir doğum olduğundan dolayı, yeryüzündeki yüzüstü bırakılmış zavallılar ağlayıp sızlanmakta ve kesin bir ayrılığa inanmamaktalarken, o çevresinde tüm aile büyüklerini, yitip gitmiş olduklarını sandığı tüm insanları ve onun gelişini coşkuyla kutlayanları bulmaktadır.

İnisiyatik tradisyonunun (gelenek) söylediğine göre rehberlerinin eşliğindeki ruh üç gün boyunca yeryüzündeki görmekten hoşlanacağı bütün yerleri ziyaret edebilir. Yeryüzünde bırakmış olduğu sevdiği insanlara gerek rüyada gerekse de doğrudan doğruya (yaşayanların hayaletleri) görünebilir. Hatta -ve bu sık sık olur- astral haliyle kendi cenaze törenine de katılıp onu izleyebilir; ardından uykuya dalar.

Yeni astral organların bundan böyle evrimlerini (gelişim, tekâmül) sürdürecek oldukları planlara alışmaları gerekmektedir ve doğada sıçramalar olmadığından, bu yeni duruma uyum sağlama da, ruhun daha önceki evrimine (tekâmül) bağlı olarak ağır ağır gerçekleşir.

Reenkarnasyon, Dr.Gérard Encausse
Ruh ve Madde Yayınları

(Güncelleme: 14/11/2006)

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.