Ruhsal Gerilim ve Nefes Bağlantısı

 

           İçinde bulunduğumuz bir düşünce ya da hayalin etkilerini ne kadar farkındayız? Mutluluk, sevinç, keder, rahatlık veya yalnızlık gibi duygular da ruhsal durumumuz da nefesimizi etkileyerek değişimlere sebep teşkil eder. Günümüzde artan güç kazanma ve sahip olma çabası, şiddet, zorunluluk ve korkular arasında sıkışmış huzursuz birçok insana tanık oluyoruz. Bu insanlar zamanla nefeslerinin kendilerinde yarattığı tedirginlik, darlık ve baskılanmışlığının bilincine varmaları sonucu sağlıklı yaşayamazlar. Vejetatif sinir sistemimizle (bilinçle etkilenemeyen sinirler) böylesine sıkı bir ilişki içinde olan nefesimiz, içinde bulunduğumuz değişimlere tepki gösterir.

 

           Bunun sonucu, nefesin giderek azalan hacmi, baskılanmış kramp veya korku nefesi halini alır. Başka bir değişle yalnızca üst ve orta akciğer bölgesinin beslendiği göğüs nefesi (sığ nefes) ya da son derece yüzeysel, yetersiz bir soluma olan köprücük kemiği nefesi (korku nefesi) yapılır. Bu çoğu zaman doğal olmayan yaşama biçimlerimizin de etkisiyle artan ruhsal gerilime ve kasların kasılmasına yol açar.

 

           Bu şekilde solunum, kan dolaşımı ve hormon bozukluklarıyla ilişkili ortaya çıkan oksijen azlığı, neden olduğu diğer belirtilerin yanı sıra organ ve hücrelerin yetersiz oksijen beslenmesine yol açar. Bedenimizin bütün hücreleri hayatta kalabilmek için her şeyden önce oksijene ihtiyaç duyar. Oksijen girişinin kesintiye uğraması kısa sürede hücrelerin ölümüne neden olur. Oksijenin kesilmesi özellikle beyin hücrelerini tehlikeye sokar. Bedenin yetersiz oksijen alımı kalbin çalışmasını da kısıtlar. Bağışıklık sistemini zayıflatır ve bu şekilde tümör oluşumlarına olan yatkınlığı arttırır.

 

17.03.2008 *ruhsalboyut.com*