Altın Çağ'da

Kristal Çocuklar

           Berrak kristal auralarıyla neşe dolu ve güç saçan çocuklar onlar. Bizlere koşulsuz sevgileriyle davranmanın yolunu gösteren güç odakları. Son 10 yıl içinde şeffaf beyaz renkli auralarıyla daha doğuşlarından itibaren ailelerini etkiler. Onlar bir ayna görevi ile ailelerinin kendi yaşam amaçlarını gözden geçirmelerine imkân hazırlar. Çeşitli endişe, korku ve gelecek kaygısı gibi duygulardan aranmalarına yardımcıdırlar. Onlara duygusal toksinlerinden arınmaları için yardımcı bir program işletirler.

           Kristal çocukların dünyaya geliş nedeni, boyut değiştiren ve titreşimini yükselten dünyamıza bilinçli bir hizmet  ile yükselişimizi sağlamaktır. Geçmişteki unutulmuş veya kaybolmuş psişik yeteneeklerimizin yeniden kazanılmasında rol oynamaktır. Bugün insan yargı ve korkularıyla hareket etmektedir. Bunun sonucu da insan kalbinin gücünü adeta bir kabukla sarmıştır. İnsanın böyle bir durumdan kurtulması için 1970 'li yıllarla birlikte dünyamıza gelen İndigo çocuklar ve sevginin en yüksek formunu taşıyan Kristal çocukların mevcudiyetine ebeveynler olarak iyi bakım ve bilgilenmeye açık koşullarını sağlamak ve sevgimizle onları sarmak görevindeyiz.

           Çok boyutlu bilgelik enerjisiyle donanmış Kristal çocuklar, belli boyuttaki enerjilerinin içine girmek, zamana ve dünyaya bağlanmak için yardımımıza ihtiyaçları vardır. Kristal çocuklar bizleri belli bir enerji seviyesinde tutarak destek oluyorlar. Biz de onları fiziksel seviyede tutarak destekliyoruz. Dünya, onların buraya demirlediği kristal enerji ile yükselişine devam ederken bizler, onların sayesinde evrimimizi tamamlayabiliyoruz.

           Dünyamıza tam olarak bedenlenmemiş kristaller olan Otistik çocuklar da, yüksek boyutlardaki enerjiye sahip ve gerektiğinde dünyaya indirecek meleksi varlıklar olarak bilinir. Onlar, normal insanın sadece derin uyku veya hipnoz ile girebildiği Delta ve Gama frekanslarına ulaşabiliyorlar.

           Dünyanın yükselişi sırasında varlığımız, bir kristal varlık olmakta ve gönül gözümüz olan kalp şakramız aktive olmakta, en yüksek boyuta erişebilen çok boyutlu bir varlık anlamına ulaşıyor. Kristal çocuklar aynı zamanda bizlerden, geldikleri boyutta kullanmadıkları ilk üç şakranın işlevini onlara göstermemizi istiyorlar. Bu ilk üç şakra; kök şakra, yaratıcı cinsel şakra ve solar plexus'tur. Bizdeki kapalı şakralar ise; taç şakra, 3.göz ve kalp şakrasıdır.

           Onlar bize, neye dönüştüğümüzü göstermek üzere, gelecekten bilgelik getiriyorlar. Bunun karşılığında dünya zamanında burada olabilmeleri için bizden geçmişimizden gelen bilgeliği istiyorlar. Onlar, ihtiyaçları olan aileleri seçip geliyorlar. Onlarla güç ilişkisinde olacak, sevgi enerjisini verecek indigo ebeveynleri seçiyorlar.

           İndigolar, dolaylı yollardan felsefe, şiir, resim ve müzik gibi yaratıcılıklarının tecrübesi içinde bulunurken, kristaller direkt olarak yaratma yetisini kullanıyorlar. Bu boyutun varlıkları beta dalga hızı ile yaratıcılık ve dua zamanlarında alfa durumuna geçerler. Bir üst varlık sistemi ise beta, alfa, teta arasındaki dalga uzunluklarını normal uyanık halde iken kullanır. İstedikleri bir enerjiyi alıp onu başka tür bir enerjiye dönüştürürler. Örneğin bir kaşığı bükebilir veya kapalı bir kitabı okuyabilir. Beğenmedikleri bir enerjiyi, geri yansıtabilirler.

           Dünyamızdaki herşey bir enerji formundan ibarettir. Düşünce ile maddenin değişimini öğretmektedirler. Bunu hepimizin yapabileceğini göstermek üzere burada bulunuyorlar. Bunun için titreşimlerimizi arttırmak, kalıplarımızı ve kurallarımızı yıkıp üst boyuta doğru olan yolculuğumuza çıkmalıyız.

(Güncelleme: 14/11/2006)