TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 27 Nisan 2024 Cumartesi

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI


 

"İnsan zamanın kendine getirdiği veya kendinden götürdüğü şeylerin farkına varırsa zamana bakabilen ve onun da kontrolünü yapabilen olur" ifadesini nasıl açabiliriz? 


 

İnsan, zamanın kendine getirdiği veya kendinden götürdüklerinin farkına varıp bir sebep sonuç devinimi içinde bir bilgi, bir bilinç açılımı, bir aydınlama ve şuurlanma neticesi zamanın farkına varabilir. Bu farkına varabilme noktası aynı zamanda birey için başka bir devir, başka bir esas ve yeni bir anlayışın başlangıcıdır. Nitekim günümüzde zamanın insandan getirip götürdüklerinin neden, sebep ve sonuçlarını izah eden ve açıklayan bilgiler insanlığın eline verilmiştir. Ancak bu farkındalığın bireysel olması, farkındalıktan önceki bilgisizlik ve bilinçsizlik nedeni ile geçmiş yaşamlardan gelen karmalar ve yaşarken edinilen karmalar yanında yaşanmakta olunan toplumun negatif etki ve tesirleri içinde olmak, bireyin zamanın kontrolünü yapabilmesini engeller.

          Bireysel olarak bilmek, anlamak ve farkına varmak, otomat ve yarı aydın olan toplumlarda bir uyumsuzluk ve ıstıraptır. Elde olmadan, istemeden her gün yaşadığı toplumla birlikte yanlış ve hatalar içinde olmak,  olmakta ve oluşmakta olan yanlışlara hiçbir şey yapamamak kişiyi yerinde saydırdığı gibi bir hakikati, bir gerçeği de hatırlatır ki, o da ileri gitmenin ve doğu yolda değişmenin ancak toplumsal olarak topyekûn değişmekle olacağıdır. Bu durumda bilenin bilmeyeni aydınlatmasının ne kadar elzem ve zaruri olduğu daha iyi anlaşılır. Ancak bu süreç çok uzun olsa dahi toplumun ilerlemesi, bireysel düşünce zincirleri ile ulaşmış olduğu ortak bilgi, bilinç ve aydınlanma ile olur. Ancak aydınlanmış bir toplum aurası daha yüksek ilahi ve evrensel bilgileri kendine çekebilir. Böylelikle toplum ileri gittikçe bilenlerde ileri gider ve zamanın kontrolü gerçekleşebilir.

Orhan Yarat - 23.11.2009 *ruhsalboyut.com*

 

 

Bizler, başımıza gelen kötü olaylar için hep bir suçlu ararız, iyi olanları da kendimize mal ederiz. İyi de kötü de kişinin farkındalığına, bilincine göre değişen göreceli kavramlardır. Tabi aslında bütün bu kavramlar, evrensel yasalar karşınsında, gerçek iyilik ve doğruluğun neresinde olduğumuzun neticesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bununla beraber başımıza gelen olayların neticesinde, ben şöyle bir iyilik yaptım da bu niye başıma geldi diye, yaptığımız işin ne gibi kötü durumlara varacağını düşünmeden, kötü kısmını aklımıza bile getirmeden, iyilik tarafımızdan kıyaslama yaparak düşünürüz, fakat iyiliğin ya da kötülüğün, yasaların süzgecinden geçtiğini düşünmeyiz.

İşte bu noktada zamanın getirdikleri ve götürdüklerini incelemeye almamız gerekir. Başımıza her ne geliyorsa öğrenimimiz için, yaptığımız yanlış ya da doğruların hatırlatılarak farkındalık sağlandığının bilinmesi gerekir. Bu sorudaki analizi yapabilmek ruhsal bütünlüğün farkındalığı ile oluşacak bir durumdur. Bu konuya ruhsal yasalar üzerinden baktığımızda sebep sonuç yasalarının işlediğini fark ederiz. Eğer zamanın getirdiklerini içtenlikle, kabulle karşılarsak bizden götürdüklerini düşünmeyiz bile.

Zamanın getirdiklerinin kabulü, otomatikman bizdeki eskiyenleri götüren olmalıdır ki, kontrol mekanizmamız, zamanın gidişatına uyumlanarak çalışsın.         

Tarık Öztürk – 23.11.2009 *ruhsalboyut.com*

 

 

Zaman, hükmeden güç, sonucu hazırlayan enerjidir. Çoğu kere sanıldığı gibi zaman yaşam süresi, ömür değildir.

Zaman şuurla kavranır. Çünkü  şuur da bir zaman bilgisidir. Zaman gerçeğin ilmidir. Bu nedenle zaman tüm bilgileri içeren bir mekân ve imkândır.

Zaman, ektiklerimizin sonucunu bize gösterir. Bu sonuç, bir hayrın sevinci de olabilir, bir yanlışın acısı da; O’nun Lûtfu olan bir fırsat da olabilir, o fırsatın geri alınışı da. Bu nedenle zamanın dilini mutlaka çözmeliyiz. Aksi halde bir ömür boşa gider.

Zamanın dilini anlayacak zihin, sevgi ve hizmet zihnidir. Bilgiyle, iyi, doğru ve şükrederek yapılan hizmet sevgiyi yaratacak, şuuru yükseltecektir. Çünkü bu hizmet ruhsal yasalara uygun bir hizmettir. İşte o takdirde zamanın akışını izlemek, getirdiklerini ve götürdüklerinin şuuruna varmak mümkündür. Bu durumda hizmet zamanın getirdiği ve götürdüğü ile uyum içine girer. İnsan zamanla aynı frekansa girdiğinde zamanın kendi üzerindeki kontrolünü sağlamış olur. Bunu başaran insanlar tarih boyunca insanlığa büyük hizmetler vermişlerdir. Sevgili Atatürk’ümüz de o şahsiyetlerden biridir. Işığı bizi hala aydınlatıyor.

Hızla yaklaşmakta olan ve bütün insanlığı ayrımsız etkisine alacak olan Yeni Zaman Boyutu, içinde bulunduğumuzdan çok daha ince bir boyuttur. O ince boyutu ancak zamanla rezonansa geçmiş olanlar karşılayabilecek ve o ince boyutun görevlerini yine ancak onlar yapabilecektir.

Hepimizin o liyakate ermesini dilerim.

Güney Haştemoğlu – 25.11.2009 *ruhsalboyut.com*

 

 

Zaman bir eylemle meydana gelen enerjidir. Olumlu veya olumsuz olanda da kullanılır. Kendi gelişimi ve kurtuluşu için zamanı kullananlar doğruda ve hayırda olanlardır. Çünkü kendini geliştiren, diğerlerinin de gelişimine yardım edendir. Aslında cennet diye ayrı bir mekân yoktur, onu hayırdaki eylemleri ile yaratan, meydana getiren insanın kendidir. Ve aynı şekilde nefsini kontrol edemeyip ona yenildiğinde cehennemi de insan yaratır.

 

Kişi gün içinde kendini gözlemlediğinde, en çok neye zaman enerjisini harcadığını, yani neye yatırım yaptığını görebilir. Kendini nasıl kullandığını anlar. Bu uyanmaya ve zamanı doğruda kullanmaya giden bir adımdır. Kişi kendini, düşüncelerini, zihnini gözlemledikçe yüksek benliği ile irtibatı güçlenir. Zamanın kendisine getirdiği ve götürdüğü şeylerin farkında olmaya başlar. Önemli olanın kişinin maksadı ve ilgili eylemi olduğunu görür.

 

Zaman öyle bir enerjidir ki onun kazanılması gerekir. Umursamazlığa düşen, heyecanını kaybeden, zamanını da kaybeder, gelişimi durur. Gerçek tehlike budur. Buna karşı gönül rehberliğinde yol alanlar zamanı kontrol etmeye başlayabilirler. Cenneti yaratmak da böyle bir şeydir.

 

Günal Gölhan - 27.11.2009 *ruhsalboyut.com*

 

 

         Zaman, insana gelişimi için sunulmuş en büyük fırsat ve ortamdır. Büyük bir değerdir ve insana getireceği şey yalnızca değerlerdir. Götüreceği şey de yalnızca kullanılmayan değerlerdir. Bunun farkında olmak, yaşantılarımız üzerinden kendimize giren ve çıkan değerlerin farkında olmak ve kayıpları önlemek için zamanın hakkını tam olarak vermektir. Zamanı kontrol etmek, onu ziyan etmemek, dolayısıyla kendimizden değer kaybını önlemek ve aynı zamanda az kazançlı işlerle uzun zaman geçirmek yerine, verimin en üst seviyede olduğu gerçek çalışmalara yönelmektir. Zaman bize değerleri sunar ama onları farketmek, almak, işlemek ve üretmek bize kalmıştır.

         Zaman gizemli bir nehir gibidir. Kendimizi o nehre öylece bırakırsak nereye sürükleneceğimiz belli değildir ve bilemeyeceğimiz kadar büyük kayıplarımız olur. Önümüzden akan değerleri toplar ve küreklere asılırsak, güçlenerek kaynağa doğru gideriz. İnsanın hayatta elde etmeyi çok isteyeceği en büyük başarı budur. Çok isteyip, çok gayretle bir şeyler yapmadan kazanç yoktur.   

Altan Gürol - 29.11.2009 *ruhsalboyut.com*

 

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.