TENKİT KENDİNE, BİLGİ EHLİNE, SEVGİ SEVENEDİR...

SAYFA 1 SAYFA 2 SAYFA 3 * RUHSAL BİLGİ SİTESİ * DOĞRU YAŞAM BİLGİLERİ *                                 *ARAMADIĞIMIZ  HAZİNEYİ  BULAMAYIZ.* SAYFA 4 SAYFA 5 ARŞİV
  Bugün: 30 Nisan 2024 Salı

Bize Ulaşmak İçin
[email protected]
Yazdırılabilir Versiyon


Mutlu Vedâlaşmanın Sırrı

 

         Bilgeliğin sırrına ermiş bir Sufî dervişi, yaşamın son gününde yazdığı mektupları altmış kişiye postalaması için yardımcısına verir. Sonra da fani dünyadan göçer gider. Dostları onun vefatını duyduktan sonra ellerine ulaşan mektubu gördüklerinde mutlulukla zarfı açmaya başlarlar. İçinde bir vasiyet ya da uzun vedâlaşma satırları beklerken, derviş tüm dostlarına aynı şeyi yazmıştır: “Bu yerden ayrılıyorum, son sözüm budur.”

 

         Dervişin kaygısızlık örneği gibi görünen bu son cümlesinden dostları ne anladı bilemiyoruz. Ama bizim anlamamız gereken, dünyada gerektiği gibi yaşayarak geriye ne vasiyet ne vedâlaşma cümleleri bırakmaya ihtiyacı olmayan bir insanın huzur dolu vedâsı olmalı. “Yaşamam gerektiği gibi yaşadım; hamdım, piştim, açtım doydum, çıplaktım giyindim, azdım çoğaldım, yalnızdım sevdim…”

 

         Galaksilerin dönüş hızlarıyla yarışan hayatımız modern dünyanın aygıtları etrafında tavaf ederken yanı başımızdan geçip giden o kadar çok güzelliği es geçiyoruz ki, yaşadığımıza işaret olan kalbimizin atışını kurgulanmış bir saatin tik takları gibi mekanik ve ruhsuz bir hale getiriyoruz. Ne yaşama katışabiliyoruz ne de beklentilerimizin neticesine varabiliyoruz. Sonuçta, dünyaya vedâ etme zamanı geldiğinde, arkamızda kocaman hayal kırıklıkları, yalnızlıklar, eksiklikler, hamlıklar bırakıp gidiyoruz. Kaç yaşında olursak olalım, otuzunda da, ellisinde de, yetmişinde hala yapacak edecek bir şeylerin endişesi ile zihnimizi arındırmadan göçüyoruz bu diyardan. Rövanşı olmayan tek maçımız olan yaşamımızın her anını harcayıp giderken, çoğumuz Dostoyevski gibi hayıflanmıyor muyuz: “Hayata yeniden başlasaydım, saniyelerin nabzını tutardım.”

 

         Gelin bugün kendimize bir iyilik yapalım! Kafamızda esaretinde olduğumuz geçmiş gelecek kaygılarını bir kenara koyup sevdiklerimizle, bir karanfille, bir gökkuşağıyla, bir yıldızla, bir maviyle el ele tutuşup yeryüzünün kokusunu içimize çeke çeke hayatımızın tadına varalım. Vedâmızın içten, samimi, beklentisiz, küskünsüz olması için bir gelecek tasarlayalım. Sevdiğimiz insana ‘seni seviyorum’ diyelim, annemize ‘sen süper bir annesin’ diyelim, arkadaşımıza ‘iyi ki seninle aynı dünyadayız’ diyelim. Konuşalım birbirimizle, ‘Konuş ki seni göreyim’ diyen söze eşlik ederek birbirimize görünelim.

 

Genç Gelişim Dergisi, Editörden, Kasım 2006

 

(Güncelleme: 21/12/2006)

<< geri
Ana Sayfa | Hakkımızda | Ziyaretçi Defteri Bugüne kadar sitemizi  kişi ziyaret etti, Şu anda  kişi sitede.