HAFTANIN SORUSU
OKUYUCU YAZILARI

Varoluşun Temel İlkeleri Nelerdir?

             Varoluşun temel ilkeleri, Var olanın değişim, gelişim ve daralması ile boyutlardaki tezahürleridir. Nitekim mevcut durumda her şey hareket ve genişleme halinde olup, sürekli yeni galaksiler oluşmakla ve belirli bir miktara ulaşmakla bir bütün olarak âlemleri meydana getirmekte, onlarda belirli miktara ulaşmakla kâinatları meydana getirmekte, kâinatlarda belirli miktarlara ulaşınca evrenleri meydana getirmektedirler. Evrenlerde belli bir miktara ulaşınca bir yumak gibi bütünleşip sonsuz boşlukta yerini almaktadır. Ondan sonra bu yumaktan oluşan bir tohum boşlukta (dünya gibi)yeni bir yumağın oluşumunu başlatır. Aynı şekilde yumaklarda kendi aralarında bütünlükler meydana getirerek daha başka esasları meydana getirirler…

         Sonsuz boşlukta, sonsuzluk, hiçbir engel ve sınırlama tanımayan sürekliliktir. İnsanda ebedi ise hiçbir öğreti ve vaat edilenler sonlu sonuçlu olamaz. Onun için her ufkun, her esasın sonunda başka bir ufuk, başka bir esas başlar. Bu nedenden dolayı bilinmezlik ve gizem yukarıda ilahi sistemde ve aşağıda varlık âleminde hükmünü sürdürmüş ve sürdürmektedir...

         Varlıkların mikro enerjiden, makro enerjiye hakiki insan olarak bütünlenmesine kadar değişim ve gelişim göstermesindeki neden sonsuz boşluktaki düzenlerin değişim ve gelişimi ile yeni sistem ve düzenlerin meydana gelmesidir. Nasıl ki bir beden birçok organların bir arada bütünleşmesi ile meydana gelirken, organların olma zorunluluğu ve zarureti bir bütün olarak varlığı temsil etmektedir. Bu durumda organların fonksiyonları beden bütünlüğündeki konumlarına göre bir sıralanış içinde olurlar. Bu sıralanışta beyin insanda en büyük işlevi görür. İşte evrenlere halife olan hakiki insanın oluşan sistem ve bütünlüklerdeki işlev ve fonksiyonu aynı beynin işlev ve fonksiyonu olma yolundadır… Dünyada bulunması ve olması düşünülen süreç ve gelişimin çok dışında oluşturulan şartlarda, insanoğlu hızlı evrim programları ile hakiki insan olma yolunda ilahi sistem tarafından eğitilmektedir. Zaten mikro enerjiden makro enerjiye hakiki insan olma yönündeki tekâmülü ve muradı bunun içindir.
 
Orhan Yarat - 30.6.2009 *ruhsalboyut.com*

Varoluşun temel ilkesini “Bir Olma”, birlik, teklik, bütün içinde yer alma, kendinden başka olan herşeye benzeme, herşeyle birlikte varoluş bilincine ulaşma olarak düşünebiliriz. Dolayısıyla varoluş bilinci, Birlik Bilincidir.

Varoluş, tekliği içinde sonsuz bilinç basamaklarında sonsuz çeşitlilikte tezahür etmiştir. Tüm bu çeşitlilik tekrar tek olmak üzere her an devinim halindedir.

Varlığı tekliğe doğru çeken Ruhsal Rehberlik, her bilinç basamağında farklı bir temel ilke üzerinden tezahür etmektedir. Örneğin bugün için tüm öğretilerin özellikle temel ilke olarak vurguladıkları SEVGİ bizim bulunduğumuz bilinç seviyesine aittir. Sevginin üzerindeki temel ilkeyi şu anda bilemiyoruz. Çünkü sevgiyi yaşamış değiliz.

Dünya insanına sevgi bilincini tekrar kazanmaya yönelik bir yaşam fırsatı verilmiştir. Bu fırsatı nasıl kullanacağımız konusunda ise devamlı bir ruhsal rehberlik altındayız. Yeryüzünde bulunup da bu rehberlikten uzak kalmış bir insan düşünülemez.

Ruhsal Rehberlik dünya insanına sevgi bilincini varılacak hedef olarak gösterirken, bu hedefe ulaşmak için başka temel ilkeleri işaret etmektedir. Doğruluk ve iyilik bilgilerinin eyleme çevrilmesi, sevgiye aykırı durumlardan uzak durulması, zamanın bize ait bir değer olmadığı, sükûnet, teslimiyet, şükür ve hamd içinde olunması, vicdanın rehberliğine uyulması da bizim bilinç seviyemizin temel ilkeleridir.

Temel ilkeler gerçekte bir bütün programdır ve belirli zaman içinde gerçekleşip bir sonraki programa ve onunla ilgili ilkelere geçilemiyorsa, zaman varlığı beklemez ve tasfiye eder. Kaldı ki o Tek’liğe ulaşmadan var olmak zaten mümkün değil. Çünkü var sandığımız, bir illüzyondan ibarettir.

Güney Haştemoğlu – 30.6.2009 *ruhsalboyut.com*