HAFTANIN SORUSU OKUYUCU YAZILARI

İç Enerjimiz Nasıl Korunur?

           İç enerjimizi nasıl korumamız gerektiğini düşündüğümüzde, bana göre ondan önce çok kapsamlı olarak bu konuları aydınlatacak bilgi birikimine sahip olmamız gerektiğini düşünmekteyim. Şu ana kadar bizlere öğretilen ve bizlerin bildiği ve öğrenmekte olduğumuz bilgilerin birçok yerde yetersiz kaldığı, eksik kaldığı ve yeni anlamakta ve yeni öğrenmekte olduğumuz durumlar, anlayışlar ve kavrayışlarla karşı karşıya olduğumuzun göstergesidir. Bu konulardaki idrak ve sezinlemeler tekâmülde aşamalar yaptığımızın, başka esaslara açılan kapıları araladığımızın bir işaretidir.

           Beyin dizayn ve sistem olarak henüz kavrayamadığımız çok ileri bir sistem olmasına rağmen onu kendi bilgi, anlayış ve imkanlarımız ölçüsünde eksik, noksan ve acemice kullandığımızdan farkına varmadığımız veya hiç anlamadığımız ama etki, tesir ve tehlikelerine maruz kaldığımız birçok fenomenler bulunmaktadır. Bunlarla baş edebilmenin ve kendini muhafaza ve koruma altına almanın yolu kişinin kendi ile bütünleşmesini sağlayacak, manyetik alanını güçlendirecek evrensel bilgiyi kendine mal etmek gücü, bilinç ve farkındalıktır.

Orhan Yarat – 01.12.2008 *ruhsalboyut.com*

           İç enerjisi dediğimiz durumun korunması bir “olmak veya olmamak” konusudur. Çünkü o bizi var eden enerjidir. İç enerjisi, günlük kullanımdaki yanlış anlamıyla, her şeye olumlu bakan pozitif enerji değildir. İç enerjisi varoluşla olan içsel bağımızdır. Bu o kadar güçlü bir bağdır ki, pek çok yanlışımıza rağmen içinde bulunduğumuz zamanda bizi hala ayakta tutmaktadır. İç enerjisi, birlik enerjisidir. Bu nedenle yeni zaman gerçek birliği talep ettiğinde, bugünkü eksik haliyle iç enerjimiz bizi koruyamayacaktır. Ve yine bu nedenle iç enerjimizin hassasiyetle korunması gerekmektedir.

           İç enerjisi kişisel değildir. Başkasının iç enerjisini korursak kendimizinkini de korumuş oluruz. Bu “hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için” prensibidir ve gerçek dostluktur. Konuya böyle bakınca, iç enerjimizi korumaktan ne kadar uzak olduğumuz ortaya çıkar. Ruhsal yaşam bilgisini eyleme geçirdiğimiz kadar, dost olabildiğimiz kadar, sevebildiğimiz kadar Büyük Gerçek’ i görür ve anlarız; iç enerjimizi de o kadar koruruz.

           Düşünülecek olsa, dünyada yaşayan şu kadar milyar içinde kaç kişi bu ruhsal bilgiyle karşılaşmış ve bilgiyi kabul edebilmiştir. Yeni bir zamana geçilmekte olduğundan kaç kişi haberdardır? Şu yazıyı yazmak veya okumak durumunda olanların ne büyük bir lütuf içinde bulunduklarını anlayıp iç enerjilerini çok iyi korumak gibi önemli bir varoluş görevleri vardır. Ve bu görev sadece o kişiyi değil, hepimizi ilgilendirmektedir.

Güney Haştemoğlu – 03.12.2008 *ruhsalboyut.com*

           İçsel enerjimiz, bizlerin ruhsal gelişimiyle doğru orantılı olarak ruh ve beden sağlığını da etkileyen varlıksal enerjimiz ve gücümüzdür. Ruhsal konularda öğrendiğimiz bilgilerin yeterliliği ve bunların eksiksiz hayatımıza geçirilmesi enerjimizin korunması ve çoğalmasına yardımcı olur. Yaşamı ruhsal bilgiler doğrultusunda yaşamak zaten insanın gerçek yolunun gereğidir. Bugün fizik boyutunda maddenin çekim etkisinde bulunduğumuzdan dolayı zaman zaman ruhsal yaşantımızdan uzaklaşabiliyor gerçek bilgileri düşünmeden, maddenin cazibesinde kalarak karar veriyor ve bunları yaşamımıza geçirmeye uğraşıyoruz bu bizde bir güç kaybına, enerji düşüklüğüne psikolojik ve ruhsal rahatsızlıklara neden olduğunun farkına bile varamıyoruz. Bunu tekrara düzeltmek de gerçek ruhsal bilgilerle hayatı yaşamak mümkün olabilir. Ancak ruhsal bilgilerin de eksik ve yeterince araştırılmamış “kaderci” anlamda kendiliğinden olur mantığında yaşanması da insana gerçek yolunda bir şey kazandırmaz. Dünya da hiçbir şey çalışmadan ve üzerinde olmadan kendiliğinden olması oluşması herhalde düşünülemez. Bu tür kendi kişisel kaçışlarımızın bizleri başlamakta olduğumuz bu yolda enerjimizi ve gücümüzü düşürdüğünün farkına varabiliyor olmamız bu kayıpları azaltacağına inanıyorum.

Oğuz Demir – 03.12.2008 *ruhsalboyut.com*

           Fiziksel, zihinsel, ruhsal gücümüzün bileşimidir iç enerjimiz. Bu güçler ilgili koşulların yerine getirilmesiyle sağlanır. Bedensel gücün şartları; zamanı iyi kullanarak, dış uyarılara kapılmadan, doğa yasaları ile uyumlu, sağlıklı beslenme, temiz hava, yeterince uyku ve kültür–fizik ihmal edilmeden. Bu arada hareket ve dinlenme çok önemlidir. Çünkü yaşamın doğası daima iki adımdır. Kalbimiz iki vuruşu arasında dinlenir. Nefes alış-verişimiz ve yürüyüşümüzdeki iki adım arasında da olduğu gibi.

           Zihinsel sağlık koşulları; dinginlik, arınmışlık, derinlikte aktif düşünce ve dolayısıyla –o bir hal- denilen aşkınlığı sürekli yaşamaktır. Asıl olan ruhsal enerji; her şeyin kökenindeki Büyük Gerçekliğin inancı ve bilinmesi, O’nun Sevgisinin duyulması ile yaşanır. Ve iç enerjimizi ancak yapıcı eylemlerimizi ve değişimimizi sürekli olarak gerçekleştirdiğimizde kazanabilir, koruyabiliriz.

Nevin İnam – 05.12.2008 *ruhsalboyut.com*

           Yaşam enerjidir. Kullanıldığında eksilir, dinlenildiğinde yükselir. Moral değerlerden etkilenir. Başarı kazanıldığında büyür, başarısızlıkta küçülür. Sağlıklı bedende yüksek, hasta bedende düşüktür. Yaşam ikilemleri kişisel enerjilerimizi nasıl kullanacağımız yolunda sonsuz öğrenim fırsatları sunar. Aklımız, bilgimiz, tecrübelerimiz, şuurumuz doğrultusunda bazen egosal, bazen O Yüce ile bağlantı kurduğumuz ruhsal enerjileri kazanır veya kaybederiz. Yaşama nasıl baktığımız, olgunlaşıp olgunlaşamadığımızı gösterir. Her günün sonunda acaba kendimize şöyle bir soru sorabiliyor muyuz, yaşamdan ne bekliyorum ve ne beklemeliyim? Yanlış beklentiler enerji tüketir. Çalışan, kendini geliştiren, insani potansiyellerini ortaya çıkarıp onları kullanabilen iç enerji dediğimiz o ilahi hissedişe ulaşır.

Günal Gölhan – 05.12.2008 *ruhsalboyut.com*

           İç enerjimiz, güçlü olduğu zaman korunur. İç enerjimizi güçlü tutmamız is, ruhsal bağlantımızın gücüyle ilgilidir. Bizler, üzerinde olduğumuz konular üzerinden sistemle bağlantı içinde oluruz. Onlar üzerinden bağlanacağımız yollar açılır. Dünyasal, egosal değerler üzerinden bağlantı kurup çözüme gidiyorsak oradan; ruhsallığımız üzerinden gidiyorsak da oradan açılımlara uğrarız. Sistem, çıkarttığımız taleplerin bizdeki gücüne bağlı olarak birleştirme yapmaktadır. Talebinde bulunduğumuz konunun ne kadar üzerinde isek, o konuyla ilgili, o konuya ihtiyacı olan evrensel değerler bize yardımcı olmak üzere harekete geçeceklerdir. Bu da içinde olduğumuz durumumuzun şekillenmesine neden olacaktır.

           Bugün nerede isek, kendimizi nerede görüyor isek, bilelim ki, zamanında talebini çıkarttığımız noktadayızdır. Dünyasal olgunluğumuz, yaşanmışlığımız, bizlere ruhsal hissedişlerin giderek yoğunlaşmasını sağlamalıdır. Bundan sonra, yaptığımız işi, attığımız her adımı, ruhsal bağlantımız üzerinden kurmanın gereğini duymalıyız. Bu da bizim, doğru düşünüp, doğru işler yapmamıza neden olacaktır. Daha sonra, kendimizi nerede görmek istiyorsak, gidilecek yol bilindiği için, ruhsal gücümüz doğrultusunda orada olacağızdır. İç enerjimiz, ruhsal enerjimizdir. Onun korunması ise, sürekli orası ile bağlantıda olmamızla, aldığımız nefesin dahi, onun üzerinden alınmasıyla olacaktır.

Tarık Öztürk – 06.12.2008 *ruhsalboyut.com*       

           İç enerjisini temin etmek ve korumak her bireyin kendi sorumluluğundadır. Dış şartlara veya başkalarına bağımlı değildir ve onlara göre inip çıkan bir seyir izlemez. Dışta meydana gelen olaylara önceden hazırlıklı olmak, bir parça aktif düşünce ile mümkündür. Yakın gelecekte veya az sonra olabilecek olayları düşünmek, onları karşılamada büyük güç sağlar; hatta rahatsız olacağımız olayları neşe ile karşılamamız mümkün olur.

           Enerji aslında tekdir, iç veya dış aynı şeydir, evrenin kaynağından gelir. Ancak o içsel olarak çekimdedir. İç bağlantı aktive olduğu kadar uzanır, alır ve yer açtığı kadar onunla dolar. Ona yönelmek ve davet etmek için çeşitli metotlar ve şekiller vardır. Ama onu muhafaza edecek şartlara haiz değilsek bizim için etkili olmazlar. Ne kadar uygun şartlarda isek o kadar kolaylaşır, anında dolmak dahi mümkün olabilir. Uygun şartlar iç temizliği, huzur, bilgelik, mutluluk, sevecenlik, yaşam sevgisi, üretkenlik ve geçirgenlik gibi unsurları kapsar. Üstün olan yanımıza odaklanıp, o yönde aktivite göstermek enerjiye çekim oluşturur. İyi yaptığımız bir iş, o konuda gelişmiş bir alet olduğumuzu gösterir. Enerji aletlerin iyi olanlarına gelir ve daha da üstünü yapmak için birlikte çalışır. Kişi bundaki başarıyı kendinden bilmez ve değerin arkasında durursa her yönden açılma ve parlama şansı bulur.

           İnsan gerçek iç enerjisini açığa çıkardıysa, kalıcı ve sürekli biçimde ona sahiptir. Mutluluğu yakalamıştır. Sınırsız güç kaynağına bağlanmıştır. İç enerjiyi açığa çıkarma sürecinde olanlar ise buldukları fırsatları kullanmak ve korumak ihtiyacındadırlar. Sahip oldukları sınırlı enerjiyi çok dikkatli ve doğru kullanmaları gerekir. Mutluluğa giden formül aslında zor değildir: Enerjimizin üçte biri aile, ev ve biyolojik ihtiyaçlara; üçte biri kişisel gelişime, kalan üçte bir ise topluma yaptığımız katkıya ayrılmalıdır. Böylece denge sağlanabilir ve kendimizi hiçbir yönden ihmal etmemiş oluruz. İçimizde “yaşamımda birşeyler eksik” duygusu olmadan, tatminlik içinde yolumuzda ilerleriz.       

Altan Gürol – 06.12.2008 *ruhsalboyut.com*