Bilim Adamları İkinci Bir Kayıp Dünya Buldu

Gözcü Gazetesi, 15 Şubat 2006

       “Endonezya’da kısa süre önce ortaya çıkarılan bir çok yeni hayvan çeşidinin ardından, şimdi de Karayipler’de  ikinci bir ‘Kayıp Dünya’ bulundu. Saba adası açıklarında, bilim adamları, bir denizaltı hazinesini gün ışığına çıkardı. Amerikan Smithsonian Enstitüsü, Conservation  İnternational  adlı kuruluş ve Hollanda Antiller hükümetinde bilim adamlarının katılımıyla yapılan araştırmalarda, şimdiye kadar varlığı bilinmeyen 150 yeni tür balık tespit edildiği bildirildi.”

       Dünya değişiyor üzerindeki tüm yaşamla birlikte. Bu güne kadar bulunmayanların ortaya çıkışı gibi görünüyor olsa da acaba  gerçek öyle mi, yoksa değişimin gereği mi? Bize göre, gelecek zamanların boyutsal ahengine uyacak yeni canlı türleri yaratıcıları tarafından devreye sokulmada sessizce. Dünya kendisini yenilemekle meşgul yeni formlar yaratarak. Bu gün küçükten devrede olan bu yenilenme, bir gün yeni kara parçalarının ortaya çıkmasıyla daha bir belirginleşecek ve gelecek zamanı hak edebilen insanlar için yeni bereketli alanları oluşturacaktır. Ve tarih araştırmacıları, paleontoloğlar gerçekleşmiş olayların nedenlerinin peşine düşeceklerdir, bugün olduğu gibi. Tarih gelişmekte olan insan topluluklarının evrelerini anlatacak ve geleceğin insanları bu günün insanının şuursal ilkelliğine hayretle bakacaklardır, bir üst şuurun yaşayan varlıkları olarak.

       Oysa ki bu gün insanlığa ulaşan Yüksek Ruhsal Bilgiler, yaşanan devrenin pek çok yönden şuursal yükselmeye açık olduğunu bildirmede ve insanlığı yaşadığı toplumsal şuurun ötesine çekmeye çalışmadadır. İnsan o zaman kendi fiziksel bedeninde de gerçekleşen değişimi hissedecektir. Şimdi bilinmeyende olan değişim fizik görünüme de aksettiğinde yeni bir insan türü kimbilir dünyanın hangi gizli kalmış köşesinde bilimin keşfine açılacaktır İlahi Senaryo gereği.  İndigo çocuklar, Kristal çocuklar, bu gün değişimin, yaşayan insanı ürkütmeyecek en sade geçiş örnekleridir. Değişim ürkütücü olmadan gerçekleşmededir İlahi Yasalar gereği.  Ve yaşanan zamanın insanlığı, bu muhteşem kozmik olayı algılamaktan aciz, maddenin içinde, madde için birbirini yok etmededir,  bu yok edilişin bile bir ayıklanma olduğu aklına gelmeden. Bir gün sular durulup, dünya ve üzerindeki yaşam yeni şuursal boyutunda salınmaya başladığında  milyarlar olmayacaktır elbet  yer yüzünde ama genetiği bozulmamış yaşam onun üzerindeki gelişimini Tanrısallığa biraz daha yaklaşmış olarak hızlandıracaktır. Bizler ve dünyamız o yolun yolcusuyuz şimdi...

Aysel Ongun.

 (Güncelleme: 16/02/2006)